21 Ocak 2011 Cuma

Sihirli bir değnek istiyorum

En büyük hayalim; Hayallerimin gerçek olması...

Dönemimin son sınavını da geride bırakmış bulunuyorum! Kutlama havasında geçti herşey. Kızılaya gidip pirsing aldım halka hemde. Artık pirsingim ben gibi görünmüyor. Sonra bir tane de Meleğe aldım çünkü onunkini topumudur nedir o düşmüş. Tek metal renkli top satmıyorlardı bende pirsingi aldım. Bunları Eylülden aldığım için 3 tane de rengarenk top hediye ettiler. İkisi mavi -halka olanı için- biri pembe. Garip sevmem ben pembeyi çok ama hoşuma gitti. Böyle şeker gibi birşey. Sonra geri döndüm çocuklarla Pese gidecektik. Onlar önden gittiler. Bende kızılay dönüşü gittim işte. 2 saat boyunca sadece 1 gol mu atılır ya! yuh bana! yazık bana! salak ben. Tek bir gol ne demektir??? Yediğim golleri sayamadım bile. Hele Yasin. İt ne olacak 6 tane attı bana. Şans eseri bende onun 'boş' kalesine tek golümü. O tek yadigarımı bıraktım. Rezil bir maçtı. Acemiyim ama yeeaaa demek istiyorum. Neyse. Sınava geri dönelim. Kazık gibiydi lan. Onca adam sormuş. Hiç birini bilmiyorum. Ömrümde bir kez bile duymadığım isimler. Yok bilmem neyin şu dönemdeki görüşü aşağıdakilerden hangisidir. Banane o adamın hayatından ya! Orda küfür vardı da düzelttim. Ben hanımefendi bir kızım hiç yakışmıyor öyle şeyler bana. Off bana ne ya ibne işte ibne. Bize ne ya. Sanki çocuğum olduğunda ben o adamın görüşüne göre yetiştireceğim. Paşa paşa oturur kendi bildiğimde yetiştiririm çocuğumu sana ne ya. O kadar çok ne ya yazmışımki ben bıktım be. Neyse bu dersten kalmayı hiç ama hiççç istemiyorum ben. Ama kaldım yani kestim umudumu ben...

Sınav öncesi Işık ile herşeyi hallettik. Yok ya ben çok seviyorum bu kızı. Çok mutluyum yanında. Huzurluyum ya. Damla'nın yanında bile bu kadar değilim. Ne bileyim Işık ile anlaşmak için kelimelere ihtiyacım yok gibi. Bakışlarla hareketlerle ne istediğini anlayabiliyorum. O da öyle. Dostluk denilen şeye inandırıyor kız beni. Kaybetmeyi de hiç istemiyorum. O istesin her şeyi yaparım mesela. Hiç üşenmeden 7 kat aşağı inip meyve bıçağı alabilirim. Canı sıkıldı diye yapacak bir ton şey bulabilirim. Ağlarken güldürebilirim. Bilmiyorum o isteyince herşey mümkün oluveriyor. Gerçi İboy'layken de herşey mümkün. Ama bu çocuğun karakterinden olsa gerek. Benden 3 yaş büyük İboy. Eskişehirde 2 yıllık bir üniversiteye başlayıpta bitirememiş. Lisedeyken daha hayatta her bi haltı yemiş. Her şeye dair bilgisi var. İnsanı anlayabiliyor. Karakterine göre kime nasıl davranacağını biliyor. Gerektiğinde güldürebiliyor. Bi gün kardeşine ders anlatıyor bu. Ailesinde en fazla babasından bahseder. Annesinin olmadığını biliyorum sadece ve birde bi ablası var. Başka kardeşi falan varmı bilmiyorum. Bu kardeşinden bahsedince garip oldum ben. Unutmuşum bunun kardeşinin olduğunu. O bahsederken öyle kıskandım ki. Garip geldi. Öyle bir abimin olması. Evet sanırım bunu isterdim. Ben ailemde sadece annemle ve bir ablamla yakın olduğum için hepsini yılda bir kez falan görürüm. Nadiren 2. yada 3. kez görebilirim. Böyle yakın davranabilecek bir abimin olması. Evet bir abim lezbiyen olduğumu biliyor. Ailemde başka bilen kimse yok. Ama onlarla İboy gibi Pes e gidemem. Hatta dışarı bile çıkmayız. Oyuna gitmeyiz. Gezmeyiz. En fazla markete gideriz. Çünkü onlar bilgisayarın başından kalkmazlar. Oturup bir konuyu tartışamam. Sorunlar yaşadığımda çözümler bulamazlar. Sorunlarım olduğunu bile bilmezler. Ziyarete gittiğimde bana sadece oyunlarından bahsederler. Okulumu sorarlar. Tüm muhabbet bunları kapsar. Birde her defasında ''Okul bitince ne olacaksın'' diye soruları vardır. İşte bu beni öldürür. Bezgin bir halde her defasında cevap veririm sorularına... Birde Bek var. Manevi kardeşim yani. Gladiatusta tanıştığım kardeşim. Henüz hiç görüşmediğim. Her durumda kayıtsız sevecek olan. Ama o bile İboy gibi değil. İboy ile tartışmama gerek bile kalmaz çünkü anlaşırız her durumda. Beni anlar. Yada ben onu anlarım. Ama Bek'te öyle değil. Tartışırız çünkü o beni anlamaz. Belki bu günlük hayatta beraber olmadığımız içindir. Onu çok seviyorum ama bazen beni gerçekten sıkıyor. Çıkış noktam İboy'du. Keşke o, benim abim falan olsaydı. Bir sihirli değneğim olsa ilk dileğim bu olabilirdi... Neyse konunun gidişatını yine kaçırmışım ben.

Özetle sınavlarım bitti. Mutluluktan uçuyordum dimi. Hamur olmuş beynimle. Yine dizi izledim de. Shane Carmeni bıraktı. Düğünde birde. Öyle kız bırakılır mı lan. Ben öylesini bulayım: alır baş ucuma koyar taparım lan. Böyle ayağına hizmet ederim. Ben aşık olunca çok kötü oluyorum be. Bi sadık bi sadık oluyorum. Başımı yerden kaldırmam yürürken. Ama o kaçmalı yakalarsam sıkılırım. Sürekli kaçsın o ben kovalarım. Ama o bana aşık olursa zaten o ilişki baştan yürümez. Mazoşistmiyim neyim. Ben anlamıyorum ki beni, size anlatayım kendimi. Elime bir kağıt birde kalem alıp şiir yazasım var bu gece...

Hiç yorum yok :

Yorum Gönder

Yaz yaz hiç çekinme canııım ne gerek var? aramızda yabancı mı var sanki?