22 Ocak 2011 Cumartesi

O'na özel değil. Nerede güzel görsem elim ayağıma dolanır

Fırsatlar bir şekilde yaratılır, ama insan salaksa yapacak birşey yok...

Tüm günü anlatmadan direk olaya geçmek güne ayıp etmek olur. Bunun için sabahtan başlayım ben anlatmaya. Kalktım. Geri yattım. Damla uyandırdı tekrar kalktım. Bir kaç dakika içinde eniştem aradı geliyormusun diye. Binbir türlü mazaret uydurdum. Yarın gideceğim çünkü. Onlar bilmiyordu tabii. Hemen ardından ablam aradı aynı aşamayı bir kez de onunla atladık. Sonra Damla ile devam ettik konuşmaya. Hazırlanıp dışarı çıktık. 7. Caddeye gittik bunun kardeşlerine hediye alacağız. Eve gidiyor ya. Kızı 2-3 haftadır erteleyip duruyordum zaten. Bir kaç yere baktıktan sonra Tiryaki'ye girdik. Eşya bakıyoruz. Kızın teki kolumu dürttü. Döndüm bi baktım. Şaşırdım da. Öyle bir geçer zamanki de Ahmet'in sahte evlilik yaptığı bi kız varya, kolumu dürten hatun aynı ona benziyor. Ben birde güzel kız görünce böyle elim ayağıma dolaşıyor. Oldum gene öyle. Bu kız beni yurttan hatırlıyor. Işık ile asansördeyken pirsing muhabbeti olmuş. Onu hatırlattı tabii ondan sonra hatırladım ben kızı. Biraz muhabbet ettik falan. Ben odun kıza adını sormayı unuttum! Odasını sormayı unuttum! Bloğunu sormayı unuttum! Hepsini unuttum ya. O hatun orda çalıştığı için işine döndü. Bende Damla ile kıyafetleri aldım. Çıkana kadar kızı sapık gibi izleyip durdum. Çıktıktan sonra epey daha dolaştık. Kazık yedik bi yerde. Gerçi Damla aldı ama olsun kazığı biz yedik. Immm. Sonra burgerda birşeyler yedik. Özlemişim ben Damla'yı ya. Onunla vakit geçirmek daha başka. Konuşmama hiç gerek yok. O herkesin yerine konuşabilecek kapasiteye sahip. Burgerdan sonra Aşti'ye gidip biletimi aldık. Saat 1 otobüsü ile istanbula gidiyorum. Ondan sonra onu yurduna bıraktım. Bende yurda geldim. Cafeye indim the l wordun 6. sezonunu belleğime yükledim. Melek mesaj attı o arada. Bi zaman sonra da yanıma geldi. Çıkınca bulurum seni dedim. Tiryaki'deki kızı arayıp durdum tüm katlarda. O gelir diye ikidebir kantine gidiyorum falan yok. Yukarı çıktım Melekle konuştuk. Onların odasına gittim. Bi kız daha geldi. Öyle sohbet ederken Işığınki geldi. Işık odada yatıyormuş içmişte yine. Bir iki dk sonra bi mazaret bulup odama gittim. Işık ile sohbet ettik biraz. Kantine tekrar indim yeni bir mazaretle. Benim hatun yine yok ortalıkta. Yeniden yukarı çıktım. Işığınki ile barıştık. Konuşmuyordum da kızla. Minik parti gibi birşey yaptık odada. Sohbet falan filan.
Sonra herkes dağılınca Işığa anlattım ben Tiryakideki kızı. O da dedi tüm katları dolaş bul diye. Bi tura daha çıktım. Yine yok. Geri döndüğümde Işığınkide gelmişti yanına. Bir ikna ile bunları 6. kata götürdüm. Işık rastgele bir odaya girdi. Kulaklığımı bir kıza verdim bahanesi ile benim kızı arıyoruz. İlk odada benzer birini görmüş bu. Ben girmemiştim odaya. Bu anlattı falan. Benziyorda, benzemiyorda. Emin olamadık. İlk heves orda kaldı. Bir daha aramadık ya kız o odadakiyse falan diye. Salak ben niye girmiyorsam. Kızı tek tanıyan benim. Odaya girip soran Işık. Salağım ben ya valla. Sonra asansöre yazı yapıştırma fikri çıktı ortaya. Kim attı bilmiyorum ama sahiden yapıştırdık o yazıyı. Resmi de koyacağım şimdi. Numaramı falan da ekledim. Bilmiyorum ya o kız o yazıyı görsün ulaşsın bana. Ne mazaret uyduracağımı bilmiyorum ama konuşmam lazım o kızla. Aşık oldum ben yine ya. Aşk değilde Şıpsevdiyim diyim. Varya içimdeki Şıpsevdiyi bulup öldürmezsem sonumu hiç hayırlı görmüyorum ben. Kesin ölümüm hatunların yüzünden olur...

Hiç yorum yok :

Yorum Gönder

Yaz yaz hiç çekinme canııım ne gerek var? aramızda yabancı mı var sanki?