14 Şubat 2011 Pazartesi

Zamanda yolculuk

İnsanları oradan oraya sürüklemekten bıktım.

Ankara'dayım sonunda. Annemle Düzce'de buluştuk. Damla ve beni otobüse bindirip gönderdi bir kez daha. Ardımda O'nu bırakmak bir kez daha tarifi imkansız şekilde acıttı. Zaman geçip gidiyor. Büyüdükçe daha da farkına varıyorum ayrılıkların. Büyüdükçe daha zor geliyor O'nu bırakmak. Damla olmasa bir damla süzülüp giderdi belki de. Gerçi bu annemi üzmekten fazlasını yapmazdı. Mesela zamanı dondurmazdı. Aramak istiyorum, yanında olmak, tatilde geçiremediğimiz tüm vakitleri anneme ayırmak istiyorum, hatta yaşamda geriye kalan tüm günlerden belli zamanlar onunla olsun istiyorum. Böylesine acımasız bir dünyada yaşarken biliyorum sadece imkansızı istiyorum.

Yurda geldim, kocaman bir boşluk içinde. Işık ise benim geldiğim gün sevgilisinin süprizi ile İzmir'e gitti. Geçirebildiğimiz kısacık zamanda pek birşey konuştuk sayılmaz. O iki güne anca burda olacak. Evden ayrılmanın boşluğunu huzuru bulurum diye geldiğim Işık'ta yoktu artık. Kendimi oyalamak için yapabileceğim her şeyi yapıyorum yetmiyor. Gece yarısını biraz geçe aklıma şiirler geliyor. Işık'ın şiir defterini alıyorum bütün şiirleri gözden geçirip en sonunda benim ona aylar önce yazdığım notlara geliyorum. Küçük küçük pembe kağıtlara yazılmış bir sürü saçma sapan not var, ''Dersim erken beni uyandır'' gibi. Tabii o notlar beni canımı o an en fazla acıtabilecek geçmişe götürüyor bir kez daha. Işık için ben böyle notlar yazar dolabına yada yatağına falan bırakırdım. Çikolata alırdım ona yada küçük küçük şeyler. Farkettim ki Sevgilisi hayatına girdikten sonra ben bunların hiç birini yapmadım. Yanlış anlaşılmaktan korktum belki de, yada belki de aralarına giriyor gibi olmaktan. Bilmiyorum sonuç olarak böyle küçük bir şeyin beni bir anda yıkmasını beklemiyordum. Şimdiye kadar belki de farkedemediğim kopmanın beni böylesine hazırlıksız bir anda bulmasını beklemiyordum. Bir kaç damlanın yanaklarımdan süzülüp gitmesini hiç beklemiyordum...

Burdan başka şeyler -M- için Şebnem Ferah albümü aldım birşey daha bakacağım. Zek ile konuşuyoruz gece gece şiir yolladım. Midesi biraz kötüydü zehirlenmesinden epey korktum ama şimdi iyi. Hatta bir çikolatayı halletmiş bile. Galiba biz Zek ile hiç bir zaman birlikte olamayacağız. Bilmiyorum ama öyle hissediyorum. Kendimi yeniden kitaplara verme vaktim geldi gibi. Hayatta umutsuzluğa kapıldığımda onlar başkalarının hayatlarını yaşamak için en iyi yol oluyor. Yoksa ben bu umutsuzlukla elimdeki her şeyi kaybedebiliyorum.

Hiç yorum yok :

Yorum Gönder

Yaz yaz hiç çekinme canııım ne gerek var? aramızda yabancı mı var sanki?