12 Şubat 2011 Cumartesi

Bir kanatlarım eksik

Zamanı geri alabilseydik, Değer'i hak eden kişiye verirdik...

Annem gitti, veletler gitti yanlızlığım kaldı geriye. Onunla vakit geçirememiş olmak çok kötü ya. Pazar gideceğim burdan ve giderken kocaman bir boşluk götüreceğim yanımda. Ordayken annemi ve burdayken de orayı özlemek. Kendimi anlamıyorum bazen. İstediğim şeye sahip olduğumda bıraktığım şeyleri de geri istiyorum. Bu doyumsuzluğumun suçunu insanlığıma mı atmalıyım. Ne kadar insanım bu kısmı da tartışılır tabii ki. Kendimi hiçte  melekler kısmına koymadım. Başkalarının gördüğünün aksine çok kötü biriyim ben yine bana göre.

Zek ile herşey gerçekten iyi gidiyor gitmesine de neden hala sevgili değiliz biz? Bazen düşünüyorum benim hislerimden mi emin değil diye. O geçmişinde yaşadıklarının tekrarlanmasını istemiyor.  Haklı da aslında, bilmiyorum yeterince güvenini kazanabilecek kadar güçlümüyüm onu da bilmiyorum. Sevgili olmasakta o çok değerli benim için. Çok çok iyi biri. Çok garip ben bu kadar kötüyken hep iyi olanları çekiyor olmam. Onu üzmeyi istemiyorum. Kendimden ben bile korkuyorum bazen -M- olayının tekrarlanmasını istemem sonuçta. Ama onda herşey farklıydı, görüştüğümüz günün akşamı sevgili olmuştuk bir hafta içinde yıllık sevgililer gibiydik. Herşey çok hızlı gelişmişti. Zek ile her şey tam tersine oldukça yavaş. Aslında çok yavaş çok normalde geliyor. Bir sorun yok gibi. Sanırım bazı şeylere aklımda yer vermekten vaz geçmeliyim.

Hayal kurmayı çok seviyorum. Hatta günün çok büyük bir bölümü hayallerimle geçer. Çok dengesizim zaten. Şimdi Zek ile sevgili olsam. Hatta zaman geçse bi kaç yıl sonraya, bizimkilere erkek diye yutturamaz mıyım ki? Zaten erkek gibi ayırt edilmiyor çok. Birde çok çocuksu ya. Bütün resimlerinde yaramazlık yapan çocuklar gibi ifadesi var. Bu gece bilgisayara bütün resimlerini aldım bi ton var ya. Sesi öyle değil ama. Güzel bir tonu var ama olgun bir ses tonu var. İlk duyduğumda şaşırmıştım bu gerçekten o mu diye. Resimlerinden böyle çocuksu görmeye alışkın olduğum için olgun ses garip geldi doğal olarak. Ama alıştım, sevdim de. Hayalden çıkmıştım ben yola dimi. Bununla ilgili bir sürü hayalim var. Hatta hayallerimin baş köşesinde. Onunla aynı evde yaşamak çok güzel olurdu. Hep oyun oynardık gerçi yada maç izlerdik. Onun kadar hastası değilim ama bende severim futbol. Sonra Pes'te bana gol yağdırırdı orası ayrı. İlk günlerde konuşmuştuk bunu baya iyi oynuyormuş. Ben öğreneli çok olmadı. Akşam'ın 7'snden beri sanırım konuşuyoruz ve ben bundan hiç bıkmıyorum. Hatta hep konuşalım biz. Hiç susmayalım. Zaten biraz ara versek konuşmaya ya o ya da ben mesaj atıyoruz mutlaka. Bazen de düşünüyorum çok mu üstüne düşüyorum, sıkıyorum diye...

İnternetten sürekli düşmekten bıktım. Böyle tam konuşuyoruz en iyi yerinde pat, düşüyorum! Deli oluyorum buna. Sonra geri döndüğümde -ki dönebilirsem- konu kapanmış oluyor. Gerçi biz bi şekilde dönüyoruz konuya ama. Neyse işte öyle. Saat çok geç oldu uyucam ben ya. Çok geç kaldım çok. Bi ara bi reklam vardı Basketbol ile ilgili mutluluktan uçuyoruz gibi birşeydi. Heh işte onu söyleyesim var.

Hiç yorum yok :

Yorum Gönder

Yaz yaz hiç çekinme canııım ne gerek var? aramızda yabancı mı var sanki?