4 Şubat 2011 Cuma

Ufak bir özetle yazılmamış olanlar

En son ben iyiydim dimi. Yok ya iyi falan değilim. Sabah bi kalktım ölüyorum resmen. Kolumu oynatacak halim yok. Veletler kahvaltıya giderken uyandırdılar. Üşümüşüm kalkıp Mutfağa geçtim. Bizim mutfak ile oturduğumuz oda aynı yer olunca. Sobanın oraya iki minder atıp yattım. Akşama kadar işte orda yattım ben. Çocuklar ses çıkardıkça bağırdım. Annem yemek yedirmeye çalıştıkça mızmızlandım. Sabahtan akşama kadar mübarek yarım saatte bir uyandım. O kadar çok ağrım vardı ki rahat rahat uyuyamıyordum bile. Zaman geçmek bilmedi. Bek ilaç almam için ısrar etti istemedim. Soba yanmadı doğru düzgün. Berbat ötesi bir gündü yani. Akşam ıhlamur falan içtim biraz ekmek kemirip annemin ilaçlarından birini aldım. Tüm ağrımı geçirende o oldu. Şimdi oldukça iyiyim. Işık'la konuştum biraz. Öyle geçti.

Şimdi bi max var. Bu max tatlı falan. Siteden. Bu hatunla konuşuyorduk bi süredir. Sevgili bile olabilirdik. Tabii benim, bunun için pasif olmayacağımı öğrendiği zamana kadar. O aktif ben ap. Çok saçma bir sebep belki ama başlamadan bitti işte. Sonuçta lezbiyeniz niye böyle etiketlerimiz var bizim? Yani sonuçta lezbiyenken neden illa aktif yada pasif olaylarına takılıyoruz ki. Sonuçta hepimiz istediğimizi yapıyoruz gerisi kişisel tercihtir. Neyse işte böyle saçma birşeyden dolayı başlamadan bitti. Şimdi şıpsevdi tarafım bir başkasını çoktan buldu bile. Neyse işte öyle.

Az önce birinin daha blogunu okudum. Bi arkadaşın sevgilisininmiş. Ocakta açmış. Hatun gayet iyi yazıyorda çok düzensiz tasarım açısından. Ama sevdim yani yazdıklarını. Okumamam en iyisi olacaktı gerçi. Çünkü böyle olaylarda ya karşılaştırmaya gidiyorum ya da farketmeden değiştiriyorum kendi tarzımı. Şiir yazarım ben mesela. Başkasının şiirlerini okumam ama. Kelimelerini çalmamak için. Belki de yapmam öyle birşey ama yine de dikkatli olmam lazım. Zira lise de Grafik okudum. Tasarım yaparken işin kolayına kaçıp başka tasarımları örnek alırdım kendime. Şimdi de korkuyorum ya onların da şiirlerini örnek alırsam diye. Blog yazmaya MeLLy'nin blogu ile başladım. Oldukça farklı yazıyorum ondan. Ben mübarek burayı günlük gibi kullanıyorum, o daha farklı. Neyse burda örnek alacağımı sanmıyorum kısaca.

14 şubat yaklaşıyor. Benim hala bir sevgilim yok. Böyle kendimi acayip ezik birşey hissediyorum bazen. Hani sevme kısmını beceremiyorum ya ondan sanırım. Aslında sevgilim olsa gayet sadık birşey olurum ben. Hayatımda biri varken başka kişilere ilgi göstermem çünkü. Ama yokken sevgi nedir bilmiyorum. Acayip şıpsevdiyim. Bu konuda çığır bile açabilirim. Özlem'i hala unutmuş değilim ama hatun benle konuşmuyor ki hala kontörü yok. Onda kontör olmayınca bende uzaklaşıyorum tabii. Yurda dönünce ne yapıp edip konuşmam lazım onla. Konuşmaktan da fazla tavlamam lazım. Biliyorum sevglim bana yakınken acayip sıkıyor beni ama olsun.

Annem bana telefon almış. Notlarım çok iyi ya. Bir de konu teknoloji ise benim elimde çabuk bozuluyor. Bir ton telefon geçmiştir elimden hepsi şuan bozuk. Ablam 3 yıl önce almıştı bana bitane o duruyor hala. Ayda bir filmini değiştiriyorum ama olsun yine de iyi dayandı. Annemde bunu son telefon bozulma olayımda evkura başvurmuş dün geldi. Şaşırdım ama. Söylemedi de bana gelene kadar. Neyse sonuç olarak bir telefonum var. Ankaraya dönünce bu benim internet hattını ona takıp akşama kadar internette olacağım. Çok kötüyüm biliyorum ama net'i seviyorum işte n'parsın.
Aklımda birikmiş her bir olay kırıntısını yazacağım bugün sanırım. Evren diye bi hatun var. Bu hatun benim numaramı bulmuş bi yerden. Önce dedi siteden tanıştık. Sonra zamanlama hatası yapınca kabul etti bi arkadaşı benden bahsetmiş çok güzel kız diye. Bu da numaramı çalmış. Görünürde öyleydi yani. Bi kaç gün önce konuşmaya başladık bunla. Msn falan derken cam açtırdım buna. Resmini de çektim camdan. Çünkü bu Evren ile Meleğin eski sevgilisi Evren çok benziyorlar. Muhtemelen aynı kişilerdir diye şüpheleniyorduk. Neyse resimleri Melek'e attım. Onunkiymiş kız. O gece Evren itiraf etti numaramı aldığı kişinin haberi varmış ama söylemeyeceğine dair söz vermiş. Melek araştırdı dün, dedi senin eski sevgilin -M- vermiş numarayı. Sevgilin varmı yokmu diye öğrenmek içinmiş diye. Nasıl sinirlendim ama -M-'e mesaj falan attım. Bi ton kızdım fırça attım. Ama o diyor ben kimseye numaranı vermedim diye. Sonradan pişman oldum tabii sakinleşip öyle yazmam gerekirdi ama artık yapacak birşey yok. Hala hangisi gerçeği söylüyor bilemiyorum.

Ben ölümden çok korkuyorum. Yanlız uyumaktan da. İyice paranoya oldum biliyorum ama gece yanlız kalınca aklıma sadece ölüm geliyor. Defne'nin olayı kötü etkiledi beni. Bir çözüm bulmam lazım en acilinden.

Yazacağım şeyleri unutmamış olsam daha çok yazabilirdim ama yoruldum da zaten. Beynim yerinden fırlayacakmış gibi hissetmesem bir iki saat daha kalabilirdim. Bu arada burnum çeşme gibi oldu resmen. Sil sil kızarttım ama hala akıyor. Allah'a şükür başka bi yerimde başka bir ağrım yok. Böyle büyük konuştum gene umarım sabahta böyle ağrısız kalkarım. Hadi iyi geceler...

Hiç yorum yok :

Yorum Gönder

Yaz yaz hiç çekinme canııım ne gerek var? aramızda yabancı mı var sanki?