6 Nisan 2011 Çarşamba

Sabah sabah Seda Sayan

Lacivert'in kargosunu da gönderdim o da dün bi tane gönderdi bana. Bugün geldi ama kısaca bahsedeyim dedim. Dün akşam Melek odada kızları Trt'ye bi programa götürüyo bu bende gelcem dedim. Kızlar bi şok oldu falan tamam dediler ama. Gece 4 oldu Zek'le konuşuyoruz ama hala yatmıyoruz onun derside sabahtan ben zaten kalkıcam bi saat sonra falan. Orda italyan kızlarından konu açtı bu ben girdim gene kıskançlık krizine. Kızdım buna 4:30 da ben gidiyorum yatmaya dedim çıktım ama soğuktum biraz neyse iyi oldu, alıp boğasım var o italyan kızlarını! Yattım 5:30 da Melek geldi kaldırdı. Aldırmadım bida yattım geri. Sonra tekrar geldi bu. Benim aklım bi karıştı birde ne zaman başımı yastığa koysam yanımda Zek varmış gibi hayal kurar öyle uyurum. Kalkmışım kız gelmiş yatağımın yanına oturmuş kalk diyo. Zek'e gitti aklım yanımdaymış gibi geldi zaten uyku sersemiyim bakıyorum Melek'e ama Zek'i görüyorum tam elimi kaldırdım böyle yanağına koycam bir şey dedi Melek uyandım anında çünkü ses Zek'e ait değil. Kalktım üzerime eşofmanla sıradan birşey giydim yattım bida geri. Son olarak kızlar kaldırdı indik aşağı. Birazda orda uyukladım.

Servis geldi bizi Trt'ye götürdü. Ortam sıcak insanlar birbirini tanıyo ben arada uzaylı gibi kaldım. Bana bakanlara -uyku sersemi olmanında etkisiyle- zehir zıkkım bakışlar attım. Sabah sabah çay simit vs servisi var aç olanlar için. Benim gibi çekingenseniz bir çay ile yetinebilirsiniz ki ben zaten kalktığım ilk bi iki saat bir şeyler yemeyi sevmem. Ordan stüdyonun içine girdik. Hayal kırıklığına uğradım toplasan 30 seyircilik yer var anca. Ben daha büyük bekliyordum ki gidip en arkaya saklanıp uyuyabileyim. Olmadı odadan Maviş'le oturdum ben. Program 7'de başladı. Gıcık olacağınız şeyler çok öncelikle gereksiz konuşuyorlar. Birileri ile sürekli bağlantı içindeler. Programı bir kadın aradı ama ön sırada oturan birinin dediğine göre bu kadın program çalışanlarından biriymiş. Bir ton iltifat edip programa kapattı. Azerbaycanla olan bağlantıda Yüksek sadakat'ı gördük. Konuştular falan filan. Halı kilim vs anlatıldı programda. Çok boş şeyler geçti. Her gelene iltifat ediyorlar eleştri denilen şey yok. Bir tarafınızı kaldırmak için mutlaka konuk olarak katılın. Bir halt bile bilmeseler iltifat edecek yer buluyorlar. Benden bile kısa olan kadın konuk boyum kadar topuklu giyip oynadı gözümün içine baka baka şarkı söyledi. O öyle sahte gülücükler dağıtırken ne tepki vereceğini şaşırıyor insan. Orkestra çok eğlenceliydi. Sunucular kendini gülmek için o kadar çok kasıyorlarki yüzlerinde o gülümseme donup kalıyor. Rahat olmaya zorluyorlar kendilerini bu ayrı bi çıldırtıyor. Biri çıkıp şarkı söyleyip oynarsa - o vakitte bi de!!!?- onlarda zorunlu gibi çıkıp göbek atıyorlar. Prgramcılık zor iş vesselam ben yapamazdım. O saçma kısımlarını saymazsak saygı ile eğiliyorum önlerinde.

Ordan sonra kendimi yatağa bi attım Zek'e de günaydın mesajı falan atmıştım garibim cevap vermiş duymamışım. Kalktığımda saat 3'tü kargom gitmiş ondan mesaj atmış (aslında 3. ve son mesajı kargoyla ilgiliydi) Formayı görmüş çok beğenmiş! ben buna hediye buldum demiştim ya heh işte o formaydı. Liverpool'un forması ama çakma yani orjinal değil. Bulsam orjinal alacaktım aslında ama bulamadım. Ben o formayı kafama geri atar diye bekliyordum ama ciddi ciddi beğenmiş sanırım. Çok mutlu oldum tabii. Baya gecikti falan hediye ama olsun yine de o mutluyken bende çok mutluyum. He birde hala inanamıyorum formayı beğenmesine kafama bir şeyler bekliyorum hala. Bazen düşünüyorum birbirimize arada mektup falan yazsak nasıl olur acaba diye. Ben kendimi biliyorum o mektubun kıyısına köşesine mutlaka bir hediye koyar öyle gönderirim sonra o da aynını yapmaya kalkar ondan bu fikri ona sunmadım bile.

Aklıma başka yazacak bir şey gelmiyor. Uykusuzluktan ölüyorum. EfsuN kaçar.

Hiç yorum yok :

Yorum Gönder

Yaz yaz hiç çekinme canııım ne gerek var? aramızda yabancı mı var sanki?