23 Haziran 2011 Perşembe

Özledim mi ne?

Her gün doğumunda ve batımında bir gün daha geçtiği için mutluydum aslında... Sana gelişime az kalıyordu gittikçe ve yine her mutlu olduğum sensiz geçen zamana lanet ediyordum yanında olamadığım için...

Hiç umut kalmadığında anlarsın, aslında hayat çok basit; aldırırsın ya da aldırmazsın insanlara/olaylara...

Miray bana ne yapıyor bilmiyorum ama çok fazla bağlandım çok fazla sevdim. Aşktan daha mı öte yoksa benim aşk kavramım mı farklı bilmiyorum. Ne onu anlatabilecek kelimelerim var ne de bu zamana sığdırabileceğim anlarım. Bugün aklıma gelen bişi yazacağım yine. Her zaman ki gibi unutmuş biri olaraktan şaşırmıyorum aslında bu duruma. Miray'ın yanındayken o ilk gün kafede oturuyorduk. Zaman geçerken etrafta insanlar görünce şaşırıyordum ben bu kim? hangi ara geldi? ne zamandır burda? Kısacası Miray'ın dışındaki herşeyin ve herkesin farkında bile değildim. Işık'ı görürdüm yine Sevgi ile otururken onlara daha bir şaşırırdım resmen bir hafta ayrı kalmışız gibi gelirdi özledim seni derdim dünyanın farkında olduğum o kısacık anda. Sonra yine Miray girerdi görüş açıma kopardım ben bir kez daha dünyadan. Şikayetçi değilim bu durumdan aksine mutluyum onun dışında bir şey düşünmediğim için. Düşünülen şey sadece O olunca huzurlu geliyor nedense hayat...

Sağlığı konusunda fazla endişeliyim. Biliyorum hastaneyi sevmiyor, gitmek istemiyor belki başka sebebi de vardır bilmiyorum. Ama başı daha sık dönmeye ve ağrımaya başladı. Belki önceden de vardı bunlar ben bilmiyordum, yine de ciddi olarak endişeleniyorum. Ona bir şey o mutlu yaşasın istiyorum ama bunu hiç bir şekilde yapamıyorum. Bu bana eksik hissettiren tek şey. Mesela orda olsam hastaneye kendim götürebilirdim onu. Hatta zorla götürürdüm yani. Onun iyi olması için herşeyi yapabilirdim. Yerine ben çalışabilirdim işte (Patronu hiç durmadan ikimizide atardı iş yerinden) Babası ile kavga ederdim gerekirse ama yine de sustururdum o adamı (bu defa babası ne yapardı bilmiyorum) ellerimle yemek yapar yedirirdim (Bu ona daha çok zarar vermesin :S ) İşin şaka kısmını geçersek O'nun için herşeyi yapabilirim...

Stajdan bıktım. Patronum beni kaale bile almıyor. Damla'nın patronu çağırdı beni dün iki gündür onlara yardım ediyorum. Ölüyorum yorgunluktan. Deseler dosyanı imzalayacağız defolun gidin bi saniye bile düşünmeden dosyamı veririm adamlara. O derece bıktım. Kalan 5 haftada nasıl dayanacağımı bilmiyorum. Tamam bundan önce de otelde ve tarlada çalışmış olabilirim ama bura kesinlikle göründüğü kadar kolay değil. Bizimle çalışan adamlar olmasa o kadar bile dayanamam Allah'tan onlar arada şebeklik yapıyorlarda zaman daha hızlı geçiyor gibi oluyor. Çalıştığım vakitlerde Miray'a da yazamıyorum çok kötü hissediyorum ilgilenemiyorum ve çok ama çok özlüyorum her an ne yapıyor ne ediyor bilmek istiyorum daha da önemlisi iyi mi? onu bilmek istiyorum...

Işık ve diğerleri hepsini o kadar özledim ki. Tatillerden nefret ediyorum! özgürlüğüm gidiyor elimden. Dilediğini yapan o EfsuN gidiyor yerine ot gibi yaşayan ana kuzusu gibi bir şey geliyor. En kısa yoldan daha bir hafta yeni dolmuşken ben beş parasız kaldım. Annemden para almadan yaşamaya çalışıyordum birde... Bana para gönderdi dün bende bugün aldım o yani. Sanki burda kalırken masraflarım daha bir arttı. Her yerden bir eksik çıkmaya başladı.  okulu özledim hayat ordayken güzelmiş. Bence bugünler benim şükretmem için var...

Tarihin en uzun yazısını yazıyorum. Bir kaç tespitim vardı unuttum çoğunu ama aklımda kalanları yazayım. Mesela erkeklerle ilgili bişi gelmişti aklıma. Her tarafı kılla kaplı bu varlıkların hayvan gibi yemelerine rağmen normalden daha az kilo aldıkları bir gerçek. Bunun sebebi tüm proteinin her tarafındaki kıllara gitmesi sanırım. O kadar sağlıklı oluyor ki o kıllar çoğu zaman (abilerimden bilirim) benim saçlarım bile o kadar sağlıklı değil yahu! bu varlıkların kıllarını kıskanmıyorum ben bi kere(!)

Sahi erkek demişken bugün Damla ile yürüyoruz ilerden bi adam gidiyo gayet rahat falan ne konuşuyorduk hatırlamıyorum ama bişi dedi o bende ''erkek olmak vardı'' dedim. O an farkettim ki eskiden hep içten söylerdim onu çünkü erkek olmak isterdim. Bizim toplumumuzda erkek dediğin şey özgür, her hakka sahip ve ne yaparsa yapsın ayıp yok onlara. Şeyini açıp dolaşsa o erkek yapar olur adı. Köyde büyüdüğümden bu özgürlükleri beni çok etkilerdi. Küçükken bir program vardı hatta estetik falan yaparak insanların hayallerini gerçekleştiriyorlardı anneme oraya bende katılıp erkek olacağım demiştim, kadın beni kaale bile almamıştı orası ayrı. Neyse bugün söylerken ilk defa içten söylemedim, hemen sonrasında da pişman oldum ben artık erkek olmak istemiyordum ki. Gayet mutluyum bu halimden erkek olduğum zaman sahip olamayacağım her şeye şimdiden sahibim hatta. Hepsinden öte sevgilime sahibim. Neyse işte kadınım mutluyum lezbiyenim. Birde çok seviyorum!

Şu günlerde annemi de özlüyorum... Kadına yazık ya benim için hayatının şu döneminde bile çalışıyor. Çok korkuyorum ona bir şey olmasından. O artık yaşlandı farkındayım. Bana ölümsüz gelen insanlardan biri de o ama biliyorum bir gün o son gerçek olacak ama olmasın istiyorum ona bir şey olmasın. Ona iyi olabileceği bir hayatı vermek istiyorum mutlu olsun artık çalışmak zorunda kalmasın istiyorum. Miray ile hiç konuşmadığımız şeylerden biri de bu. O bana hiç bir şey sormuyor. Bazen aklıma geliyor, rahatsız etmiyor değil bu şey çok üzerinde durmasam da yine de düşündürüyor işte neden bana hiç bir şey sormuyor? Bir şey olsa mesela söylesem bana kızabilir hiç anlatmadın diye ama ben sormadan bir şey anlatabilen biri değilim ve o da soracak biri değil. Süper konudan konuya atlamışım. Neyse işte öyle birşeyler...

Uykum mu geldi ki fazla saçmalamaya başlamışım ben. Susayım en iyisi. Çooooooooooook seviyorum yaa uyudu bitanem ona yazayım bende bir şeyler sonra yatarım artık...

Hiç yorum yok :

Yorum Gönder

Yaz yaz hiç çekinme canııım ne gerek var? aramızda yabancı mı var sanki?