1 Şubat 2012 Çarşamba

Oyun bitti. Yeniden oynamak ister misiniz?

Sabaha kadar sürecek bir nöbetin başındayım henüz. Birer birer gidenleri düşüneceğim gibi tüm gece.

Annem hasta. Geçen akşam üzeri bi yere gitti.Gittiği evde önce sobanın olduğu bir yerdeyken sonra gelen yabancı misafirlere yerini bırakarak başka odaya geçmiş. İşte o geçtiği oda soğukmuş. Eve geldiğinde çok üşüyorum diyerekten kendini yatağa attı. O zamandan beri kalktığı söylenemez. Ateşi falan çıktı sürekli hiç bir şey bilmeyen ben bir sürü uğraştım düşşün o ateş diye. Sonunda bi arada başarmış olmalıyım ki bugün yoktu. Annem böyle hastayken daha iyi anladım ki ben onsuz yapamam. Onu kaybetmeye de hiç hazır değilim. Yemek yedirmekte zordu tabii bu arada. (Bu bi kaç gece öncesine ait bir yazı olmalıydı her zamanki taslaklardan biri. Değiştirmeden bırakıyorum. Annem şu an neredeyse iyi.)

Zamanın değiştirdiği şeyler vardır. Bazıları düzelir bazıları ise düzelemez. Benim hayatımın ve geri kalan şeylerin nasıl olacakları hakkında pekte bilgi sahibi değilim. Oluruna bırakmayı çoğu kez becerebilen biri bile sayılmam. Hep söyleyen ama yapamayan taraflardanım sanırım. Sabırsızım birazda, bir şey olacaksa hemen olmalı en kısa zamanda olmayacaksa zaten olmasın gibi felsefem var.

Geçmiş ile bugünü karşılaştırmak ne kadar doğru bilmiyorum. Geçmişten ders alıp ona göre davranmak gerekir derler ya. Ben de bugünkü ilişkime en yakın olanı ile yani Lacivert ile karşılaştırırken buluyorum kendimi. İlk zamanlar kesinlikle bitti buna diyecek bir şeyim kalmadı zaten. Sonraki evre kavgalardı biz şuan bunu soğukluk ile yapıyoruz. Tarifim ne kadar doğru kesinlikle bilmiyorum. Şuan aklıma geleni şuanki ruh halim ile yazıyorum. Soğukluktan kastım da O'nun yoğun olması, cevap vermemesi, yanlız kalmak istemesi ve benimle çok konuşmaması. Eski ben kesinlikle çok kavga ederdim bu konuda. Çünkü ben alışkın değilim değişimlere bu şekilde. İlişkimizin başında nasılsa öyle devam etmeli, alışkanlıkları bırakmayı da pek sevmiyorum. Bir karar vermek olarak düşünürsek bilmiyorum hangisi daha iyi. Kavga etmek mi? O'nun susması mı? Hiç bir fikrim yok. Lacivertle kavgalardan sonraki bölüm ayrılık öncesi uzatmalardı. Onunla hiç sonsuza kadar birlikte olalım diye kesinlik yüklü cümleler kullanmadık. Miray içinse durum daha farklı biz söz verdik 'hiç ayrılmayacağız' diye. Maalesef son günlerdeki davranışları düşündürüyor acaba sözünden pişman mı diye. Doğrusu geçmişle bugünü karşılaştırmak gerçekten ne kadar doğru bilmiyorum. Bu sadece mutsuz, depresif olduğum zamanlarda yaptığım bir şey.

Bu yukarıdaki sanırım benim şimdiye kadar yazdığım en içten paragraflardan biri. Aklım bu kadar karışıkken yazmış olmam bunun doğruluğu hakkında çok güvenilir değil orası ayrı tabii. Mesela Miray gelse azıcık ilgi gösterse o cümlelerin yerini çok farklı şeyler alabilirdi...

Gittikçe daha çok özlüyorum onu. Sabah uyandığımda mesajını görmeyi, içten yazdığı mesajlarını, uzun uzun belki tekrar tekrar yazılan ama tamamı aşkla dolu olan mesajlarını. Sırf sesini duyup görebilmek için uğraşlarımızı. İyi geceler demesini. Farkında değildi ama yanlız olmadığımı bilerek uyumak benim için çok önemli, bunu ona da söylemiştim ama sanırım unuttuğu diğer şeylerden biri de bu. Onu çok özlüyorum. Eskiden ona bir şeyler anlatamadığımdan şikayetçi olurdum ya şimdi hiç anlatamıyorum, nasıl olduğum hakkında pek bir fikride olduğunu sanmıyorum. Bi kaç gündür msn'de görüyorum onu sadece bir defa bana yazdı gerisinde cevapta vermedi. Belki müsait değildi, yine bilmiyorum. 

Çok mu üzerine düşüyorum? Beni hala seviyor mu? Ve her şeyden öte bencillik mi ediyorum bunları düşünerek, gerçekten bilmiyorum... Bu konularda bir şeyler yapmaya ihtiyacım var orası kesin.

2 yorum :

  1. Geçmiş olsun canm annene iyi bak onlar olmasa biz ne yapardık bilmiyorum aslında düşünmek bile istemiyorum annemsiz nefes alamazdım ben heralde =/

    YanıtlaSil
  2. Kesinlikle.. Anneler çok önemli..

    YanıtlaSil

Yaz yaz hiç çekinme canııım ne gerek var? aramızda yabancı mı var sanki?