29 Ağustos 2011 Pazartesi

İçimdeki cani

O son yazıda bahsettiğim carcar olan kardeş karıya saldırdım ben. Öyle bişe yapmamışım sadece itmişim geri sonrasında zaten geri çektiler. Böylece sinirli anımda beni ele geçiren içimdeki caninin farkına varmış oldum. Ben öyle pek kavga etmem, tartışırım genelde. En son lise de bana salak diyen kıza saldırmıştım böyle he birde bir başkasını okuldaki tahtaya yapıştırmıştım yine öyle hakaret ettiği için. Bu seferkinde ablama hakaret etti kadın. Farkettiğim diğer şey ise sinirlenince salya sümük ağladığım. Kadının yanından çektiklerinde farkettim ağladığımı. Berbat bir görüntü olsa gerekti tarlada ayna yoktu göremedim görmekte istemezdim. Bence insanların içinde her duyguya göre başka başka kişilikleri var. Kıskanç olunca istediğimi alana kadar uğraşıyorum, sinirlenince o cani ele geçiriyor beni hiç birşey hatırlamıyorum, üzgün olunca herşeyden herkesten kaçıyorum. Mutluykende etrafa neşe saçıyorum resmen. Bir de hiç bir şey hissetmediğim normal anlarım var mal mal etrafa bakındığım...

Fındık bitti, bizimkiler değil tabii ki, komşununkiler. Son gün çıldırdık hep beraber çünkü mola saatlerini zamanında vermeyen kadın bizi 45 dk geç bıraktı. Öyle çok bir zaman gibi görünmese de işçiler için sonsuza denk gelen bir zaman bu. Bugünün tamamını evde temizlik ile geçirdik sayılır. Bir ara ineklerle Annemi tarlaya bıraktım tabii ares'i de. Birde akşam almaya gittik onları. Dönüşte böğütlenlerin dikenleri elime battı normalde küçük olan o izler bu defa fazla derindi kanattılar elimi hala yıkamadım o kadar yorgunum böyle mal gibi oturuyorum bilgisayar başında, wce bile gitmedim o derece üşeniyorum.

Şimdi Işık msnde. Biraz soğuk geldi bana belki pek konuşacak kadar iyi değildi belki işi vardı bilmiyorum. Artık burda onun hayatına dair bir şey anlatmadığım için olan şeyleri de yazmayacağım, yani ona dair olanları. Yine tahminlerle yazacağım bu kısmı. Benden ilk kez ona kendimi anlatmamı istedi, geçmişteki gibi iki kelimeyle değil. Öyle söyledi. O bunu yapmamı istemezdi ya da belki daha önce söylemiyordu belki üstüme gelmiyordu çok. Belki dikkati kendinden çok bana vermek istedi ne bilim ben anlatırsam ona sormazdım belki. Bilmiyorum gerçek bunlardan hangisi şaşırdım biraz öyle sorduğunda o hiç istememişti böyle, ya da ben farkında varmadım hiç daha önce.

Immm önceki yazımda bahsettiğim kişiye isim buldum. Aslında çok onu anlatan bir şey sayılmaz ''Anlam'' kelimesinin başka dillerdeki yazılışlarına baktım bu ismi verecektim ona zira, çünkü bana göre O bir çok şeyin anlamını çözmüş biri. Ama hiç bir dildeki yazılışı hoşuma gitmedi ondan başka bir şey bulmam gerekti. Aslında bu arada bitane buldum da o da olmadı. Şimdi kısadan kaytarmak için kitaplardan falan çalacağım ismini. -Epey düşündüm bu arada- Mia dicem ben buna. Küçükken beyblade diye bir çizgi film vardı orda pembe saçlı bi kız vardı aslında diğer karakteri sevmeme rağmen bunun pembe saçları güzeldi.  Neyse artık bir ismi var burda yazabileceğim ama ben anlatacaklarımı çoktan unuttum sankim.  Başka sefere artık hem en zor kısmı anlattım burdan sonrası kolay. İsim bulmak çooook zor.

Şimdi en çok yazdığım kısma gelicem yani Miray'a. Fındık toplarken çok ihmal etmeme rağmen hiç şikayet etmedi bundan. Düşününce ben belki şikayet ederdim diye düşünüyorum ne bileyim 4 gün boyunca çoğu zaman geç cevap verdim çünkü. Herşeye rağmen o hiç birşey demedi. Geçen günlerde kalbinde falan ağrı olmuş söylemedi bana yeni öğrendim. O zaman endişe ederim diye dememiş ama şimdi daha kötü oldu sankim birde gripti zaten tamamen hasta oldu, bunun üstüne evde tadilat işleri falan varmış. Kıyamıyorum keşke onun yerinde ben olabilsem o dinlense hasta hasta çalışmasa. Uyumuş olmalı şimdiye, belki hala çalışıyordur diye bekliyorum... Ablamla konuşurken bana hep Miray'ı soruyor o bile farkında geleceğimizin beraber olduğundan hep öyle bahsediyor. Yaşayacağımız yeri bile düşünmeye başladı ufaktan, Ablamla beraber bi ev alma düşüncemiz varda ordan esti yani. Neyse çoooooook seviyorum ben Miray'ı... Telefonun ekranında gülümsediği bir resmi var ona dalıyorum çoğu kez. O pek kemaraya bakmaz resimlerinde ama o resminde bakarak gülümsemiş sanki yanımdaymış gibi geliyor. Sanki gerçekten bana gülümsüyor ordan...

Hiç yorum yok :

Yorum Gönder

Yaz yaz hiç çekinme canııım ne gerek var? aramızda yabancı mı var sanki?