21 Nisan 2013 Pazar

Senin, benim, bizim bu güzel yurdum.

Sen uyursan ben ölürüm dedi. Sadece tez yazıyorduk.

Annesinin kanser olduğunu unuttuğum birine Aşk şimdi filmini önermemle başladı her şey. Gerçi onun annesi yenmişti bunu ama yine de kötü hissettim. Hangi akla hizmet önerdiysem artık. Ondan sonra pot kırmalarım devam etti. Başkalarına karşı tabii, bir tek ona yüklenmedim.

Neyse sonracıma tezimi gösterdim danışmanıma. Daha çok gösterme değilde bırakıp kaçma diyelim. Kağıt üzerinde değilde, sözlerle benim üzerimde anlatsaydı yanlışlarımı yüreğim kaldırmazdı. İddia ederim yani o derece rezil o derece kepaze bir tez, o derece berbat bir incelemeydi. Bunun için bırakıp kaçmayı uygun gördüm. O andan beri danışmanımın yüzünü görmedim. Görmekte istemiyorum aslında. Çünkü görünce hala laf yeme ihtimalim var. 

Tez yazılacaksa benim gibi iki günde değilde. Uzun uzun, zaman ve emek harcanılarak yazılmalı yoksa o tez, tez olmuyor. Başka bir şey oluyor o, ne idüğü belirsiz bir şey.

Şimdi yurttayım ben. Yurt hayatı çok iyi bir şey olabiliyor. Çok kötü bir şeyde olabiliyor. Odamıza misafir öğrenciler geldiler. Kalacak yerleri yokmuş geçici olarak, izinli olan arkadaşların yatağına. Aylardır kilit yüzü görmeyen dolabıma haricimi içine atıp kilit vurma isteği doğdu bir anda. Kızları tanımıyorum bile ama güvenlik şart demek istiyorum.

Yurt hayatının başka yönleri de var. Her tarafı yanıklarla dolu ütü masalarımız var mesela. Öyle yanmış ki artık orasından burasından düz değil zemini. Ütülediğin eşyanın şekli o masanın şeklini alıyor. Kat kat merdivenimsi bir yapı oluyor. Sonra yıkamaları için çamaşır veriyorsun ama öyle çok sıra var ki bir hafta sonra anca alabiliyorsun geriye. O bir hafta sürede ne giyeceğini sen düşün. Benim önerim çarşaflar. Neyse ki istediğimiz zaman çarşafları değiştirebiliyoruz. Onda da leke olursa sana yıkatıyorlar orası ayrı. Neymiş makine çıkarmıyormuş.

Sonra oda temizliğini kendimiz yapıyoruz. Bir vileda var o kadar kirli ki odayı silmeye kalksan çamura bulamış kadar olacaksın. Onun için süpürmekle yetiniyorum çoğunlukla. Bir de başka bir odanın viledası var yakalanma korkumu atlatırsam onu aşırıp siliyor sonra temizleyip geri bırakıyorum. Bir gün yakalanırsam beni fena yapacaklarına dair bir his var içimde ama...

Sonra bir memure var. Her yerde olan gıcıklardan. Bir yurtta bunlardan olmazsa şaşırırım ben. Mutlaka var numunelik midir nedir. Seçipte koyuyorlar. Arada bir aklına esince gelip odayı kontrol ediyor. Sayıp sövüp gidiyor dağınıklığımıza. Geçen günlerden birinde öyle bir fırça attı ki. Bir daha fırça yememe gerek kalmadan, böyle tıka basa doydum fırçaya. Hani bazı tipler vardır sülalene sayıp söverler ama kimseyi bırakmazlar geride. İşte öyle bu da, aile terbiyemden girip karakterimden çıktı. Bana öyle fırçayı bir de abim atıyor. Ondan eğitimliyim, görmezden geldim. Çıktığında da oturup oyunuma devam ettim. 

Gelelim odalarımıza. O kadar küçük ki bu odalar. İki kişi aynı anda ayağa kalkamıyor, odanın karşısına yürüyemiyor. Yolda kaza olma ihtimali çok büyük yani. Haliyle eşyalarımız da hiç bir şeye sığdıramıyoruz. Geçen yıl farklı dolaplarımız vardı, şimdikilerden daha uzun daha geniş. Bu yıl minnacık bir şey getirdiler. Değil kitap defter kıyafetlerimiz bile sığmıyor. Dolabın kapağını açınca başına bir şey düşme olasılığı çok yüksek yani. Özü şöyle: yerleşiminin dengesini tutturamazsan yaralanırsın bu kadar basit.

4 yorum :

  1. Okurken yüzümde kocaman bir tebessüm oluştu. Her şey o kadar tanıdık ki ve sen o kadar samimi dile getirmişsin ki(!) diyecek lafım yok. Gerçi benim yurt hayatım bir nebze daha insaflı gibi koşulları düşününce. Ha bir de Kral tv var. Onu unutmuşsun ya da siz de o versiyon yok. Yemekhanenin gülleri onlar, eksik etmezler, en güzel en can alıcı sahnede pat araya bi Demet Akalın, Serdar Ortaç ve bilumum türü girer bunların. Kalemine sağlık Yurttaş Efsun!

    YanıtlaSil
  2. Bende diyorum unuttuğum bir şey var. Kral Tv'ymiş. Hele yazda geliyor en güzel(!) şarkılar çıkmaya başladı. Sabah açılışı akşam kapanışı onlarla yapıyoruz. İki tv var şu yurtta birinde kimsenin izlemediği garip garip diziler diğerinde Kral tv var yani.

    Teşekkür ederim :))

    YanıtlaSil
  3. O oda bir kadın için hayata küsme sebebi olabilir ama erkek cinsi için çölde bir vaha. Askerdeki koğuşların yanında otel odası gibi geldi gözüme. :)
    Göründüğü kadarıyla o kadar da dar değil, sadece yerleşimde biraz sorun var. Yataklar bir tarafta dolaplar bir tarafta olursa yer genişler biraz. Zamanında bizim okulun yurdunda çözümü öyle bulmuştuk. 3metre kare odada 6 kişi kalıyorduk. Çift katlı 3 ranza 6 dolap 6 sandalye 3 tane de dikdörtgen masa vardı ve bizim yine de nabzımız atıyordu.

    YanıtlaSil
  4. O aslında temsili bir fotoğraf :) çok benziyor ama bizimkine. İşte bizimki ondan biraz daha dar. Ranzalar odanın tek tarafına sıralanamıyor Alan yetmiyor ona. Odanın uzunluğuna 2.5 ranza sığabiliyor :) yine aynı odada ranza yatay çevrilemiyor. 2 sandalye kaldı bizde, masayı da attık. Nefes alsak yeter yani :))

    YanıtlaSil

Yaz yaz hiç çekinme canııım ne gerek var? aramızda yabancı mı var sanki?