6 Aralık 2012 Perşembe

Çift Venüs

Herkesin bir başka baktığı "Pembe mezarlık"tan ben başka anlamlar çıkarıyorsam sanırım bende sorun var yani. 

Havanın soğuduğu şu günlerde her defasında bu son yaz gelene kadar çıkmayacağım bir daha diyorum iki gün geçmeden Efsun yine sokaklarda. Nereye kim tarafından sürükleniyorum bilemiyorum. İki dakika güneş yüzü görsem bir kaç dua okuyacağım. Güneşte güneş olsa gerçi ısıtmıyor ama ben varlığı ile idare ediyorum. Erkeklerin nefes alsa yeter felsefesi gibi, görünsün yeter.

Yine öyle sürüklendiğim günlerden birinde aklımda kalmış bir olay var ki kendisi pek sevip kazıklarına doyamadığımız ankarayda geçmekte. Her zamanki gibi pasom olmadığı için aldığım tam kartımla arkadaşımı beklerkene bir kız geçti, kartı makineye soktu. Makine bir kaç cızırtı çıkardı zaman gelip geçerken başka bir şey olmadı. Dikkatimi çektiğinden izliyordum bende sonra kız iki eliyle makineyi tuttu şöyle bir salladı anında kart geri geldi ve yol açıldı. Bundan çıkarılacak bir ders yok sadece aklımda kaldı işte.

Bir başka şey ise sınıfa getirilen hayat tecrübesi olan(!) artık mezun olup defolamamış kişileri sınıfa getiriyorlar. Öyle ya da böyle etraf onlarla dolu. Adım attığın derste karşına çıkmaları insanı çıldırtıyor. Bu adamlar mezun olmuş ama öğrenci olmayı unutmuş kişiler, ders anlatmaları gereken yerde sadece şöyle böyle gevelenip duruyorlar. Bir de sanırım onlar öğretmen olmadığı için saygı, sevgi, sessiz kalma gibi şeyleri yerine getiremiyorum. Çekinmesem çık git diyeceğim her birine de... Sanırım hocalar kendi çapında "bakın bunlarda gitti sizde defolun gidin artık" diyorlar...

Odamda yabancı bir kız var. Kıza Türkçe'nin en zor kelimelerini öğretmekle meşgulüz. Biz öğretmezsek bile kendi aramızda konuşurken dalıyor araya ve bu ne diye soruyor. Gel de açıkla şimdi "Yatta zıbar"ı. Oda arkadaşım kendini aştı bir ara deyimleri öğretmeye çalışıyordu. Her dil bizimki gibi olmayacağından ortaya garip garip anlamlar çıkmaya başlıyordu. En son "Ne bu la"nın farklı versiyonlarını öğrettik. Kızın geleceğinden bazen endişe duyuyorum zira dün "Kazık fiyat"ları öğrendi ve bunu herhangi bir yerde kullanmayı denemesi acayip endişe verici. Türkçe nereye çeksen oraya giden bir dil. Bunlar basit olanlar, olmayanları artık İleri Türkçe onlar diye geçiştiriyorum. Az daha öğrensin bakalım neler olacak.


Şu fotoğrafta ki şeyi ise sırtıma dövme olaraktan yaptırmak istiyorum. Ya da farklı versiyonlarını, eski çizimlerimin birinden çaldığım bir şey kendileri. Bir kaç çizim daha yapmayı deneyeceğim ona benzer. Daha farklı bir versiyonunu bulursam onu da yapabilirim yani. Sırtım dediğim kısımda ensenin az biraz altı. Neysem araştırmaya devam... 


Şimdi baktım da bu çok basit duruyor ya. Ama ne yapim ki anca yeni halini çizebildim zira ben dengesiz bunun orjinalini kaybetmişim.

Hiç yorum yok :

Yorum Gönder

Yaz yaz hiç çekinme canııım ne gerek var? aramızda yabancı mı var sanki?