18 Ocak 2012 Çarşamba

Evin(m) gibi

Bazen geçmişinden birini gördüğünde araya mesafeler girdiğini farkedersin. Bazen de daha dünmüş gibi gelir, hiç ayrılmamışsınız gibi...

Boluya giderken heyecanlı değildim falan ya bu değişmedi gidince de heyecanlanmadım. Sanki evime gidiyormuşum gibi geldi. Damla'yla gittik. Bi iki saat kadar arkadaşı bekledik -ki buna Ece diyeceğim- O sınavda olduğu için hemen gelemedi. Sonra bizi aldı eve götürdü. Geçen yılda gidip orda kaldığımdan ciddi olarak evi benimmiş gibi kullandım yani. Ailesi çok yakın davrandılar her zamanki gibi. Çok şirin öyle pek büyük olmayan toki yapımı bi evleri var bunların. Bildiğin iki oda bi salon. Yani biraz yatak sıkıntısı vardı ama geçen yıldan tecrübeli olduğumdan dert etmediğim şeylerden biriydi. Ece Damla ve ben ordaki yatakta beraber uyuduk. Gerçi pek uyuduğumuz söylenemez orda kaldığımız her gece 5 civarı sızıp kalıyorduk. Birde şu var ki hiç birimiz öyle birbirimize sarılıp uyuyalım diyen tiplerden değiliz ben duvara yapıştım Damla yataktan düşecekti eh Ece de garibim ortada zorlandı epey. Sabah tuvalete kalktım ben geri bi döndüm Ece yatağı kaplamış. Gitmemi mi bekliyormuş ne ayak ucuna kıvrılıp tekrar uyudum bende.

Orda kalmak ne bilim ya. Araya zaman girince mesafe de girer sanıyor insan. Hiç öyle olmadı hani lisede de en yakınlarımdan sayılmasa da pek çok şey konuşup anlatırdık birbirimize. Ailenle kalmak gibiydi daha çok. Damla'da ordaydı zaten. Hani her eve gittiğimde kendimi kasarım falan ya orda bu durum pek olmadı. Sadece abileri varken -ki onları da sadece kahvaltı zamanları görüyorduk- biraz zor oldu. Annesi bile rahat bıraktı bizi. Gerçi zaten ailecek arkadaş gibiler birbirleri ile. Her gece 101 oynadık. Hayatımda hiç gülmediğim kadar güldüm ordayken. Ders ödev ev ya da başka bir şeyi düşünmeden. Birde konuşup durduk keşke aynı evde yaşayıp aynı okulu kazanabilseydik diye. O Bolu'da kaldı ailesi izin vermediği için başka yeri tercih edemedi. Öyle işte berbat imla ve karışık cümlelerimle bir şeyler saçmaladım biliyorum ama onları çok özleyeceğim ben. Belki bir gün hep beraber bir iş yeri açıp beraber çalışırız, kurduğumuz hayaldeki gibi.

Hazır iş yeri demişken bizim Liseye gittik. Ordan iş yeri açma belgesi denilen bir şey alıp ona para ödedik. Belge ne işime yarayacak bilmiyorum ama aldık işte. O okulda bi hocam vardı benim çok severdim kendisini. Sabah gittik ama öğleden sonra geleceğini öğrendik. O zaman kendi bölüm hocamızı aradık ama onu da bulamadık hiç gelmeyecekmiş o gün. Etrafta dolanıp durduk biraz vakit öldürecek şeyler yaptık sonrasında okula geri döndük. Hocanın da içine mi ne doğmuş bir saat erken geldi okula. İşte o bir saati bolca konuşarak geçirdik. Mükemmel öğretmen diye bir şeyin varlığına o hocamın sayesinde inanırım yani. Çok severim kendisini de... Öyle işte bi değineyim dedim.

Miray'ı düşünüyorum aslında. Ben Boludayken pek konuştuğumuz söylenemez acaba bilerek mi konuşmadı benimle? arkadaşlarımlayım diye. Ama sesini duyabildim en azından o çok iyi geldi. Mesajla da konuştuk ama öyle çok değil. Sınav döneminde sayılır o okulu falan çok çok yoğun belki de bundandı ama bilmiyorum ya. Onu çok seviyorum ben bunun değişmeyeceğini biliyorum. Bir gün onu da Bolu'ya götürmek istiyorum sadece gezmek için tabii orda yaşamayı düşünmek biraz hayalde kalır gibi. Orda bize göre iş imkanının olduğunu pek sanmıyorum dahası O'nun hayali başka bir yerde yaşamak. Hiç gitmedim oraya ama gidip görmek istiyorum. Böyle işte şimdi aşkım uyumadan azıcık onlan konuşmak istiyorum. Fırsat bulunca yazarım yine. 

Bu arada köye döndüm ve Damla'larda kalıyorum zira annem bile daha yeni geldi köye!

Hiç yorum yok :

Yorum Gönder

Yaz yaz hiç çekinme canııım ne gerek var? aramızda yabancı mı var sanki?