Hani hep film gibi bir hayat isteriz ya sadece filmlerde
olduğuna inandığımız, böyle saçma bir şeyin tetiklediği olaylar zinciri
gelişmeye başlar. İşte benim "saçmalığım"ı
İboy’u eklemediğim aile facebook hesabım başlattı. Sebebi malum iki ayrı
hesapla iki ayrı hayatı yönetiyorum. İboy’da beni bildiği için doğal olarak
normal hesabımdaydı. Ailemin olduğu hesaba nadiren giriyordum lakin o gün ödev
yapmam gerekiyordu bende sınıf arkadaşlarımın olduğu hesaba geçiş yapmıştım. Kâbus
böylece başladı. İboy o akşam neden eklemediğimi bile sormadan sildi beni.
Açıklamalarımı da pek kaale almadı. Sonra o son mesajını yazdı. Biliyorum şuan
yazarken çok saçma geliyor sadece facebook yüzünden olması ama bir yandan haklı
olduğunu kabullenirken diğer yandan onu kaybetmenin verdiği korku da vardı. Benimle
konuşmama kararını da bildirmiş oldu. Hani zaten okul bittiğinde hepimizi
sileceğinden bunu erkene almak pek fark etmedi ona göre.
Benimle konuşmaması o kadar kötü geldi ki. Hani en sevdiğin
abini kaybedersin ya öyleydi. Benim için fazla değerliydi. Şu okula alışmamın
en büyük sebebiydi o. Bütün di eklerini kullansam da hepsi hala geçerli yani
şuan için. 4 tane abimin içinde abisiz büyümek diye bir şeyi yaşamış biri
olarak İboy benim abim olmuştu. Okulda da naber dediğimde sadece iyi deyip
geçiştirdi. Sonrasındaki hafta boyunca tek kelime etmedik birbirimize. Beni
görmezden geldi.
How i met your mother’a takıldım tekrar. Bütün bölümleri
baştan sona izliyorum yani. Bu da bazı şeyleri düşündürtmeye başlıyor. Mesela
çektikleri fotoğraflar. Gerçi sadece onlar için değil bütün filmler için
geçerli. Öyle kendine güvenen tipler olur ya da An’ın çekildiği güzel
fotoğraflar falan. Bir kaç gündür yeni oda arkadaşlarımın katkısı ile o tür
fotoğrafların her halini çekmiş bulunuyoruz. Not: Paylaşıma tamamen kapattım
orası ayrı.
Sonra yine dizideki Ted’in bir inancı var ki; hayatının
aşkını bulmak. Öylesine yılmadan arıyor ki onu insan ister istemez etkileniyor.
Şu geçen yazılarımda bahsettiğim, aşkımın beni kör etmesinden dolayı Miray’a
benzettiğim sonra da hiç benzemediğini anladığım bir kız vardı hani. Onun adını
ve bölümünü öğrenmiştim daha da hiçbir bilgim yoktu ve kız tam aktif
özellikleri sergilerken maalesef hiçbir fırsatla konuşamamıştım bile.
Dün Damla’nın sınavdan çıkmasını bekliyordum sınıfın önünde.
Kapıya da bir liste asmışlardı. Aklıma Ted geldi nereden estiyse dedim benim
kaderim de burada mı acaba diye. Liste tam o kızın bölümünündü. Tek tek listeyi
kontrol ettim ve adını da buldum. Okulda onun isminden başka olmasının imkânı
yok zira öyle eşsiz bir ismi var. Böylece soyadını da ve okula ne zaman geldiği
gibi bilgileri edinmiş oldum. Kötü tarafı ise facebook’ta bir milyon tane o
kızdan var mübarek bulamıyorum. Öyle işte. Kaderimin o sayfası böylece
başlamadan kapanmış oldu.
Hani filmin en sonunda da asıl karakter geri dönüş yapar
falan. İşte pazartesi İboy ile sinemaya gidiyoruz. Yani aslında o diğer
arkadaşa söylemiş gidelim EfsuN’u da çağır falan diye. Sonra Damla’yla
konuştular o da geliyor. İşte böyle toplu bir şekilde gidiyoruz ama asıl önemli
olan bu değil. Önemli nokta İboy tekrar benimle konuşmaya başlayabilir. Bir ihtimal yani. Belki...
Şimdi hepsini böyle düşünürken fark ettim ki bundan da
minicik bir film olur yani. Herhangi bir yerde gösterime falan girmez ama benim
için iyi, kötü ve güzel bir haftaydı. Lakin filmin(!) sonu için maalesef birkaç
gün daha bekleyeceğiz bakalım neler olacak.
Hiç yorum yok :
Yorum Gönder
Yaz yaz hiç çekinme canııım ne gerek var? aramızda yabancı mı var sanki?