11 Ocak 2013 Cuma

Film gibi


Hani hep film gibi bir hayat isteriz ya sadece filmlerde olduğuna inandığımız, böyle saçma bir şeyin tetiklediği olaylar zinciri gelişmeye başlar.  İşte benim "saçmalığım"ı İboy’u eklemediğim aile facebook hesabım başlattı. Sebebi malum iki ayrı hesapla iki ayrı hayatı yönetiyorum. İboy’da beni bildiği için doğal olarak normal hesabımdaydı. Ailemin olduğu hesaba nadiren giriyordum lakin o gün ödev yapmam gerekiyordu bende sınıf arkadaşlarımın olduğu hesaba geçiş yapmıştım. Kâbus böylece başladı. İboy o akşam neden eklemediğimi bile sormadan sildi beni. Açıklamalarımı da pek kaale almadı. Sonra o son mesajını yazdı. Biliyorum şuan yazarken çok saçma geliyor sadece facebook yüzünden olması ama bir yandan haklı olduğunu kabullenirken diğer yandan onu kaybetmenin verdiği korku da vardı. Benimle konuşmama kararını da bildirmiş oldu. Hani zaten okul bittiğinde hepimizi sileceğinden bunu erkene almak pek fark etmedi ona göre.

Benimle konuşmaması o kadar kötü geldi ki. Hani en sevdiğin abini kaybedersin ya öyleydi. Benim için fazla değerliydi. Şu okula alışmamın en büyük sebebiydi o. Bütün di eklerini kullansam da hepsi hala geçerli yani şuan için. 4 tane abimin içinde abisiz büyümek diye bir şeyi yaşamış biri olarak İboy benim abim olmuştu. Okulda da naber dediğimde sadece iyi deyip geçiştirdi. Sonrasındaki hafta boyunca tek kelime etmedik birbirimize. Beni görmezden geldi.

How i met your mother’a takıldım tekrar. Bütün bölümleri baştan sona izliyorum yani. Bu da bazı şeyleri düşündürtmeye başlıyor. Mesela çektikleri fotoğraflar. Gerçi sadece onlar için değil bütün filmler için geçerli. Öyle kendine güvenen tipler olur ya da An’ın çekildiği güzel fotoğraflar falan. Bir kaç gündür yeni oda arkadaşlarımın katkısı ile o tür fotoğrafların her halini çekmiş bulunuyoruz. Not: Paylaşıma tamamen kapattım orası ayrı.

Sonra yine dizideki Ted’in bir inancı var ki; hayatının aşkını bulmak. Öylesine yılmadan arıyor ki onu insan ister istemez etkileniyor. Şu geçen yazılarımda bahsettiğim, aşkımın beni kör etmesinden dolayı Miray’a benzettiğim sonra da hiç benzemediğini anladığım bir kız vardı hani. Onun adını ve bölümünü öğrenmiştim daha da hiçbir bilgim yoktu ve kız tam aktif özellikleri sergilerken maalesef hiçbir fırsatla konuşamamıştım bile.

Dün Damla’nın sınavdan çıkmasını bekliyordum sınıfın önünde. Kapıya da bir liste asmışlardı. Aklıma Ted geldi nereden estiyse dedim benim kaderim de burada mı acaba diye. Liste tam o kızın bölümünündü. Tek tek listeyi kontrol ettim ve adını da buldum. Okulda onun isminden başka olmasının imkânı yok zira öyle eşsiz bir ismi var. Böylece soyadını da ve okula ne zaman geldiği gibi bilgileri edinmiş oldum. Kötü tarafı ise facebook’ta bir milyon tane o kızdan var mübarek bulamıyorum. Öyle işte. Kaderimin o sayfası böylece başlamadan kapanmış oldu.

Hani filmin en sonunda da asıl karakter geri dönüş yapar falan. İşte pazartesi İboy ile sinemaya gidiyoruz. Yani aslında o diğer arkadaşa söylemiş gidelim EfsuN’u da çağır falan diye. Sonra Damla’yla konuştular o da geliyor. İşte böyle toplu bir şekilde gidiyoruz ama asıl önemli olan bu değil. Önemli nokta İboy tekrar benimle konuşmaya başlayabilir. Bir ihtimal yani. Belki...

Şimdi hepsini böyle düşünürken fark ettim ki bundan da minicik bir film olur yani. Herhangi bir yerde gösterime falan girmez ama benim için iyi, kötü ve güzel bir haftaydı. Lakin filmin(!) sonu için maalesef birkaç gün daha bekleyeceğiz bakalım neler olacak.

Hiç yorum yok :

Yorum Gönder

Yaz yaz hiç çekinme canııım ne gerek var? aramızda yabancı mı var sanki?