14 Temmuz 2011 Perşembe

Kablosunu cama astığım internet gözünü sevim azıcık çek!

Azıcık köyden eserler. Annem tavukları çoğaltmış, buzağılar hala aynı durumda ve çok tatlılar. Bir kaç tane civcivimiz bile var yakınlarda hindi falan almayı düşünüyor eve iyice alıştı. Sanırım o da farkında artık yaşlandığının... Eve daha yakın oluyor gittikçe daha az yorucu işlerde uğraşsa da yine de anaanneme yardım etmekten geriye kalmıyor. Bu yaz dayımın ve anaannemin fındığını toplamaya yardım edecekmişiz öyle güzel bi haberdi ki(!) diyecek hiç bir şey bulamadım ben. Kendim için sorun değil hala gencim gider çalışırım da annem evde kalmaz işte. Neyse bir yolunu bulmak gerek desem de sanmıyorum o yolun var olduğunu. Abim ve ablamda veletleri eve yollamışlar. Çok gıcık bir durum lan alın evinize besleyin büyütün doğurmasını biliyorsunuz anneme niye veriyorsunuz tatilde? Bilmiyorlar sanki... Neyse evdeyim ve onlarla uğraşıyorum. Zaten kız olduğumu en çok burda hissediyorum; güzelim komşularımın ''sen kızsın, yapacaksın'' laflarının arasında. Çokta umurum da değil ama burda hayat farklı o kadar doğallar ki insanlar. Magazin dünyasını bile şaşırtacak dedikodular döner mesela. Haberleri hızlı yayılır herkes herkesin derdini bilir gerekirse yardım eder. Her gün sizin inek bizim tarlaya girdi muhabbetinden kavga çıkabilir mesela ya da çocuğu köyün öbür tarafında da olsa bağırarak çağıran bir baba bulunur.

Köyümü seviyorum burda olmayı da seviyorum ama işlerini sevmiyorum. 1 saat önce temizlediğin yer anında batabiliyor hiç bir şey belli olmuyor. Taşıdığın su kestiğin odun dakikasında bitiyor. Ürettiğinden çok tüketiliyor meretler. Neyse fazla uzatmışım ben yine.

Anlatacak çok olayım vardı da unuttum ben yine. Geçen gün annem evde yok (anaannemlere gitti!) ineklere ben bakacağım. Sabah bağlamış bi yere söyledi gitti. Öğlen olunca yerlerini değiştireceğim ki akşama kadar aynı yerde otlamasınlar. Gittim değiştirdim geldim eve çocuklarla uğraşıyorum babaannem geldi inek dolanmış ölüyormuş falan filan. Kurtarmış onu olayı ince ayrıntıları ile anlatırken içeri kaçtım ben zira ayrıntıyı sevmiyorum. Neyse akşam almaya gittik kuzenimle inekler yok yerinde. Hadi birini kurtardın da ikisini birden ne yaptın kadın! arıyoruz falan diğer kuzenin yanına gittik o tehlikeden uzaklaştırıp evinin oraya götürmüş. Aldım eve getirdim. Öyle önemli bir olay sanılmaz aslında da o gün o vakitler sanırım ilk kez babamın yokluğunu hissettim. O olsaydı daha mı farklı olurdu diye çok düşündüm düşünmesine de ne değişecekti ki? Annem daha az mı yorulacaktı o zaman? 7 çocuğa bakmanın zorluğunu yaşamayacak mıydı? ama o adam varken dayak yemeyecekmiydi yine? Onların tarafından hep suçlanıp ezilmeyecekmiydi? Yokluğu daha iyiydi belki de bilmiyorum, onu anlattıklarında bir şey hissettirmiyor bana annem hep bu konuda hassas olduğumu düşünüyor da ben niye öyle değilim ki? Belki de onu hatırlamayacak kadar küçük olduğumdandır... Neyse yazmak istemiyorum pek bu konuda.

Miray'ı deli gibi özlüyorum. Şerefsiz internetimi cama asıyorum öyle zar zor çekiyor, şuan bu yazıyı bir belgeye yazıyorum blog açılırsa oraya yapıştırıp kaydedeceğim. Msn açılmıyor zaten anca Miray'la oynadığımız oyuna ona da epey uğraştıktan sonra bakabiliyorum. O da olmasa çıldırırdım burda ben. 3 gün sonra sms'im bitecek ne yaparım onu da bilmiyorum. Kontörümün ona yeteceğini sanmıyorum. Turkcell faturam gelmiş 99 tl'cik. Kotayı nasıl aşmışsam artık anneme henüz söyleyemedim. Ödemek çok sorun değil bursum yatacakta o vakte kadar net'i kapatırlar mı acep? Kontör meselesini halletmem lazım sonra annemle faturayı konuşurum belki. Pfff kızmaz bana da onu maddi konularda işin içine pek katasım gelmiyor.

Miray'ı görmek istiyorum ben. Yanında olmak sarılmak... Uzaktayken daha çok özlüyorum onu göremeyince daha kötü oluyor. Resimlerine bakıp duruyorum her birini ezberledim artık. Öyle tatlı ki yerim ben onu.. Yeğenlere sussunlar diye pc'mi veriyorum bi karıştırsalar neleri bulacaklarda aklı oyunlardan ötesine çalışmıyor ki çocukların!

Şu okul açılsın da... Eylül'ün 20'snde başlayacakmış dersler. Miray'a bunu söyleyecektim ama erkenden uyuyakaldı sanırım. Bir hafta önce gitmeye çalışacağım oraya annem gönderirmi bilmiyorum da gitmem lazım benim. Para da biriktirmem lazım ki istanbula gidebileyim. Çok masraflıyım ben yaaa... Bek buraya gelecek ağustosta bana hediye olarak bir köpek alacakmış şu köpek arama meselesinden bahsetmiştim ona bulamadığımı da biliyordu rottweiler yavrusu bulmuş ama otobüsün bagajında gelecek köpek uyutulmuş bir halde. Bagajda nasıl bir şeyse ışık ve klima varmış. Her molada kontrolde edecek ölmez dimi ya? Ben çok istiyorum o köpeği ölürse kötü olur... Neyse şu vakitte annem beni bekliyor. Evet hala ana kuzusuyum ve onunla uyuyorum ama onu çok seviyorum...

Miray'ı mı da çok seviyorum... Aşkım ben çok özledim seni. Biliyorum bunları ofiste okuyacaksın kendini yorma pek tamam mı :)) SEni sevdiğimi de sakın unutma... (Hangi ara nasıl bu kadar doldun ki bende yokluğunda çok eksik kaldım...)

Hiç yorum yok :

Yorum Gönder

Yaz yaz hiç çekinme canııım ne gerek var? aramızda yabancı mı var sanki?