1 Ocak 2015 Perşembe

Kürk mantolu madonna

Başlıktaki kişi tabii ki annem. Kürk değil de başka bir şey vardı üzerinde tüylü tüylü. Karşıdan gelirken aklımdan geçti, ben bunu başlık yaparım dedim kendi kendime.

Geçen yazıda bahsettiğim düğün vardı, kuzenimin. Gitmediğim hani. Bu hafta sonu da onun abisini nişanladık. Annem geldi bu kez. Bende ömrümde ilk kez bir nişana gitmiş oldum. Bir kaç düğün neyse de nişan ilk oldu. Bu olay bir yandan da akrabalarıma kendimi duyurma şeyim oldu. Hepsi böyle öğrendi yaklaşık iki aydır burada yaşadığımı. Hiç istemediğim bir bilgi. Zira gidip gelme olayları olmasın bence. Hele ki işimde bir günüm tatilken sadece, hiç istemiyorum.

Nişana gelince garip hissettirdi yine. Hem ilk oluşu hem de ailem. Karmaşık aile ilişkilerim var zaten. Bu nişanda da bir yandan mutlu hissederken diğer taraftan hala uzak durmak istedim. Kabul kendimi ben bile anlamıyorum. Cidden anlamıyorum yani. Ama çocukken en sevdiğim iki teyzemi görünce yumuşadım sanırım biraz. Bitanesi özellikle kendimi özel hissettirirdi. Hiç bir şey değişmemiş ya. Sarılırken bile farklılar... İşte bu yakın olmam gerektiğini şe ettirirken diğer iki teyzemi ömrümde bir kaç kez görmüş olmam çok yabancı hissettirdi. Bir kuzenim vardı onu görmeyi özellikle istememe rağmen gelmemişti bak. Ona üzüldüm yani... Son olarak abimden de azarı yedim. Hala benimle iş kurma planları var yenilerini de ben ekledim şu anki işimden dolayı. 

Bunlar geçen hafta sonu oldu işte. Yılbaşında ise Damla'nın ailesinin büyük kısmı buradaydı. Bir süre bizim evde oturduktan sonra yukarı çıktılar. Üst katımızda teyzesinin evi de. Bana da söyledi gel diye. Başta bir süre gitmeyi düşündüm. Sonra vazgeçtim. Önce kaloriferin sıcaklığını bırakamadım. Sonra yalnızlığım bunaltınca odama gidip yattım. Bir ara aşağıya uğrayıp tekrar çağırsalar da uyuyacağımı söyleyip gitmedim. 

O sırada Okyanus'ta kendi partisindeydi. Pek fazla rahatsız etmek istemiyordum. Kuzenleri falan vardı sonuçta. Soru sormaya başlarlarsa ona sıkıntı olurdu. Hem eğlenmesi de lazımdı sonuçta. Bana mesaj yazarak çok şe etmesin istedim. Bundan dolayı kendimi 9:30 gibi yatakta buldum. Sanırım 10 gibi falan uyumuştum tam bilmiyorum. Bu tabii ki uyuyarak geçirdiğim ilk yılbaşı değildi. Sonuncu olacağını da sanmıyorum. Gece 4 gibi uyandım bak bir ara. Kıskançlıktan bir süre uyuyamasam da sonra tekrar daldım. Zor da olsa günün geri kalanında içimdeki kıskanç canavarı dizginledim.

Yeni yılda şunu yapacağım bunu yapacağım diye küçük küçük şeyler düşündüğüm çok oldu ama sanırım ilk defa daha ciddi (tabii ki yine de küçük) kararlar aldım. 20'li yaşlar ne kadar zor ya. Bir yandan büyümeye sorumluluk almaya çalışıyorsun. Diğer taraftan hiç bir şey bilmiyorsun. Korkudan ölüyorum çoğu zaman iş yerinde. Patronum benden büyük şeyler bekliyor. Yaptığım şeylerde o kadar pahalı ki yaptığım tek yanlış hiç düşünmeden maaşımı elimden alabilir. Gerçi henüz maaşımı bilmiyorum. Çünkü tam konuşmadık. Hem hala kesin mi değil mi onu bile bilmiyorum.

Öyle işte blog. Benim istediğim şeyler genellikle olmayabiliyor. Ama umarım herkesi mutlu eden şeyler olur insanların hayatında...

Hiç yorum yok :

Yorum Gönder

Yaz yaz hiç çekinme canııım ne gerek var? aramızda yabancı mı var sanki?