Başlıktaki kişi tabii ki annem. Kürk değil de başka bir şey vardı üzerinde
tüylü tüylü. Karşıdan gelirken aklımdan geçti, ben bunu başlık yaparım dedim kendi
kendime.
Geçen yazıda bahsettiğim düğün vardı, kuzenimin. Gitmediğim hani. Bu hafta
sonu da onun abisini nişanladık. Annem geldi bu kez. Bende ömrümde ilk kez bir
nişana gitmiş oldum. Bir kaç düğün neyse de nişan ilk oldu. Bu olay bir yandan
da akrabalarıma kendimi duyurma şeyim oldu. Hepsi böyle öğrendi yaklaşık iki
aydır burada yaşadığımı. Hiç istemediğim bir bilgi. Zira gidip gelme olayları
olmasın bence. Hele ki işimde bir günüm tatilken sadece, hiç istemiyorum.
Nişana gelince garip hissettirdi yine. Hem ilk oluşu hem de ailem. Karmaşık
aile ilişkilerim var zaten. Bu nişanda da bir yandan mutlu hissederken diğer
taraftan hala uzak durmak istedim. Kabul kendimi ben bile anlamıyorum. Cidden
anlamıyorum yani. Ama çocukken en sevdiğim iki teyzemi görünce yumuşadım
sanırım biraz. Bitanesi özellikle kendimi özel hissettirirdi. Hiç bir şey
değişmemiş ya. Sarılırken bile farklılar... İşte bu yakın olmam gerektiğini şe
ettirirken diğer iki teyzemi ömrümde bir kaç kez görmüş olmam çok yabancı
hissettirdi. Bir kuzenim vardı onu görmeyi özellikle istememe rağmen gelmemişti
bak. Ona üzüldüm yani... Son olarak abimden de azarı yedim. Hala benimle iş
kurma planları var yenilerini de ben ekledim şu anki işimden dolayı.
Bunlar geçen hafta sonu oldu işte. Yılbaşında ise Damla'nın ailesinin büyük
kısmı buradaydı. Bir süre bizim evde oturduktan sonra yukarı çıktılar. Üst katımızda
teyzesinin evi de. Bana da söyledi gel diye. Başta bir süre gitmeyi düşündüm.
Sonra vazgeçtim. Önce kaloriferin sıcaklığını bırakamadım. Sonra yalnızlığım
bunaltınca odama gidip yattım. Bir ara aşağıya uğrayıp tekrar çağırsalar da
uyuyacağımı söyleyip gitmedim.
O sırada Okyanus'ta kendi partisindeydi. Pek fazla rahatsız etmek
istemiyordum. Kuzenleri falan vardı sonuçta. Soru sormaya başlarlarsa ona
sıkıntı olurdu. Hem eğlenmesi de lazımdı sonuçta. Bana mesaj yazarak çok şe
etmesin istedim. Bundan dolayı kendimi 9:30 gibi yatakta buldum. Sanırım 10
gibi falan uyumuştum tam bilmiyorum. Bu tabii ki uyuyarak geçirdiğim ilk
yılbaşı değildi. Sonuncu olacağını da sanmıyorum. Gece 4 gibi uyandım bak bir
ara. Kıskançlıktan bir süre uyuyamasam da sonra tekrar daldım. Zor da olsa
günün geri kalanında içimdeki kıskanç canavarı dizginledim.
Yeni yılda şunu yapacağım bunu yapacağım diye küçük küçük şeyler düşündüğüm
çok oldu ama sanırım ilk defa daha ciddi (tabii ki yine de küçük) kararlar
aldım. 20'li yaşlar ne kadar zor ya. Bir yandan büyümeye sorumluluk almaya
çalışıyorsun. Diğer taraftan hiç bir şey bilmiyorsun. Korkudan ölüyorum çoğu
zaman iş yerinde. Patronum benden büyük şeyler bekliyor. Yaptığım şeylerde o
kadar pahalı ki yaptığım tek yanlış hiç düşünmeden maaşımı elimden alabilir.
Gerçi henüz maaşımı bilmiyorum. Çünkü tam konuşmadık. Hem hala kesin mi değil
mi onu bile bilmiyorum.
Öyle işte blog. Benim istediğim şeyler genellikle olmayabiliyor. Ama umarım
herkesi mutlu eden şeyler olur insanların hayatında...
Hiç yorum yok :
Yorum Gönder
Yaz yaz hiç çekinme canııım ne gerek var? aramızda yabancı mı var sanki?