Hangi tanrılar vermişse bana, sükrederim yenilmez ruhum için onlara...
Güzel dövme sözüydü bu bir arkadaşımda var. Şu sıralar dövmemin tasarımıyla uğraşıyorum. Bence güzelde olacak ya. Aynı sözü değiştirip "Hangi tanrılar çıkarmışsa seni karşıma, sükrederim bu aşk için onlara" diye değiştirebilirim de ya. Bakalım ne olacak göreceğiz.
Şubat ayının gelişi ile sevgililer günüde çok tatlı bir şekilde geldi. Bir taraftan saçma gelirken diğer taraftan boş geçmesini istemiyorum. Ne yapacağımı da bilmiyorum. Öyle en sapından kaldım işte ortada. Ne yapsak ki.
Büyük ablam geldi. Ayrı bir evde oluşumu idrak etmeye başladım gibi. Bir gece bana geldi kalmak için, bir abim ve diğer ablam, yengem ve onların çocukları da geldi. Benim tanıdığım annem ve onların anlattıkları o kadar farklı ki. Annem değişti mi gerçekten, yoksa bana hep özel davranıyordu da ben mi görmedim acaba. Eleştiri falan yaparken ablam hep korkuyla bana baktı. Sonra açıkladı ki anneme karşı fazla koruyucuymuşum ondan öyleymiş. Bunu açıkladıktan sonra çekildim tamamen köşeme sadece dinledim. Annemin anlattıkları yönünü ufaktan görüyordum. Ama dediğim gibi bana hep farklı davranıyorda olabilir. Öyle mi gerçekten bilmiyorum. Başta onları dinlerken oluşan sinirim kendini şüpheye bırakmadı değil. Ama sonra vazgeçtim. Annemi benim tanıdığım gibi seviyorum zaten. Bunu geçmişe bakarak değiştiremem. Dahası neden o şekilde davrandığını da biliyorken bence anneme haksızlık eden taraf onlar. Savunmaya geçtim yine değil mi. Yine de ben onlarla büyümedim. Annemle büyüdüm, onu tanıyıp ona güvendim...
O gece hep böyle geçmedi tabii. Şu çok korktuğum abime olan saygım mı desem korkumu sağlayan şeymi desem bilmiyorum o geçti gitti. Şöyle ki daha önce bir itiraf okumuştum, gözlerinin önünde dayak yiyen sevgilisinin bir daha kendini koruyamayacağı düşünüyordu bir kadın. Tam olarak o haldeyim. Dışarıdaki adama laf geçiremeyen kişinin bana karışabileceğini nasıl düşünmüşüm ki. Gerçi aynı abim benim için daha yakın zamanda Efsun evlenmez, evlense de çocuk yapmaz, yaparsa da öldürür o çocuğu demiş kişi. Sözlerime bakarak beni bu kadar tanıyıp bunları söyleyebilmiş olması da etkilemişti yani. Diğer taraftan benim söylediği hiç bir şeye uymuyor oluşum var. Neticede bir kadınla evlenip onunla çocuk sahibi olmayı deli gibi istiyorum!
Son kısımdan işim iyi gidiyor. Bence yani. Patronum çok tatlı mesela. Bugün diğer günler gibi kahvaltı yapmadan işe gittim. Benim patronda tost yapıyordu öğlene doğru. Arada bir esince hazırlıyor kahvaltılık falan toplayıp herkesi yiyoruz. Daha doğrusu onlar yiyorlar. Çünkü ben başkalarının yanında yemek yiyemiyorum. Bugün sana da yapayım dedi, bende her zamanki gibi reddettim. Zaten öğlen oldu yemek yerim ben dedim. Tekrar içeri dönüp işimin başına geçtim. 5 dk sonra peşimden geldi, biliyorum yemeyeceğini söyledin ama baba yüreği işte dayanamıyorum dedi tost verip gitti. Bazen fena kızdırsam da onu sonrasında adam melek oluyor. Umarım hep böyle olur, zira değişirse kovar beni bence.
Bu yaz Damla'nın evlenme ihtimalinden bahsetmiştim. Bazen öyle konuşuyor ki kesin evlenecekler diyorum. Ama hala kesin olmadığı için net planlarda yapmıyorum. Bu olay işim konusunda da bir nevi engel oluyor gibi. Nasılsa bir kaç ay sonra çıkacağım gibi bir algı oluştu. Ne zaman oluştu onu bile bilmiyorum. Yok etme çabalarındayım şimdilik. Yine de işimi sevdim ya. Bazen çocukların yanına gidip tasarımdan fazlasını öğreniyorum. Bugün onların işine de el attım. Onlara çırak gibi oldum biraz. Ama cidden sevdim bu durumu. Bir gün iş yapmaya kalksam sanırım bunu yaparım bilmiyorum.
Dur ya aklıma geldi de. Çok ilginç evlenme teklifi fikirleride lazım bana. Onlara da bakayım ben. Yukarıdan az biraz okudum da ne karışık yazmışım yine. Ben en iyisi işime döneyim. Sağlıcakla kal blog.
(Seni özledim.. Sabaha seninle uyanmayı, güne seninle başlamayı, uyanana kadar seni izlemeyi, uyandığın andaki gülümsemeni, bakışlarını, gülerken oluşan o kıvrımı. İstediğim zaman uzanıp öpebilmeyi özledim. Film izlerken bir şeyler atıştırmayı, bilgisayarın ekranından yansımanı izlemeyi. Yeni tarifler denemeyi, yemek yapmayı. Sımsıkı sarılmayı özledim, seni seviyorum demeden önce oluşan ifadeni özledim kadın...)