6 Ağustos 2013 Salı

Muhteşem(!) yaz


Yarın yine güneş doğacak, yeni bir gün hep gelecek ve her zaman yeni bir akşamla veda edeceğiz günlere. Her geçen günün sonunda yine hayalinle uyuyacağım. Benim dışımdaki her şey, hiç bir şey olmamış gibi devam edecek hayatına. Benim küçük dünyamın onları ilgilendirdiğinden emin değilim. 

Pek çok zaman sevgili için ya da sevdikleri için bir şeylerini değiştiren insanlar görürüz. Bunlardan biride tabii ki benim. Sevdiğim insanların, sevdikleri şeyler beni etkiliyor. Mesela Damla için sürekli ilgi gösterdiğim Emre Aydın ve Yalın var. Büşra abla sayesinde Sezen Aksu dinlemiştim ve Şebnem Ferah'ı keşfetmemi sağlayan Işık'tı. Özellikle Damla sevdiğim insanlar için değiştiğimi söyler. Ben bunu daha farklı bir şekilde görüyorum. O'nun sevdiği şeyleri dinliyorum evet ama sevmezsem yapmıyorum. Demeye çalıştığım şu ki bu gibi şeyler değiştirmiyor bizi, sadece bilmediğimiz şeyleri gösteriyor ya da keşfetmemizi sağlıyor. Yine de yeni olan hoşumuza gitmezse sadece O'nun için yapabiliriz belki. He bazen değişimde oluyor o daha başka, nefret ettiğin bir şeye daha ılımlı bakıyorsun sadece. Bir de şu var ki sevgilin varken hayatın O'nun hayatına bağlı oluyor, mutlulukların ve hüzünlerinde. Tek başınayken gerçekten mutlu olamıyorsun ama O'nu düşündüğünde bu bütün mutlulukları geçebiliyor bir yerde. 

Şu üsttekinden de anlaşılacağı üzere kendime göre pek çok şey düşünüyorum. Hiç biri gerçek olmayan sadece benim mantığıma uygun gelen şeyler. Köyde düşünmek için bolca vakti oluyor insanın.

En çokta hayal kurmaya vaktim oluyor. Bütün hayal dünyamı ise Okyanus kaplıyor. Oldukça geniş bir hayal gücüm varken (Hogwarts'ta okuma isteği gibi ya da Game of Thrones'ta Stark'lardan biri olabilirdim) ben evimizle ilgili şeyler düşünüyorum en çok. Ya da olabilecek çocuklarımızı.

Temizlik yapıyorum ya da fındık topluyorum. Temizlik en azından evde oluyor, gerçi o da berbat zira ciddi anlamda çok eşya var. İlk büyük temizlikte ben bunların çoğunu attırmış ya da başka yerlere koymuştum ama nasıl olduğunu bilmediğim bir şekilde parça parça tekrar ortaya çıkıyorlar. Diğer kısım tam bir felaket, bir gün fındık topladım sadece ama şimdiden çeşitli yerlerimde ağrı var ve boynumu yakmışım ya. Saçlarımı bağlamamalıydım ama bir kezde böyle olunca rahat, yani bugünde bağladım evet. Ejderhaların Dansı'nı da okuyorum arada. Çabuk bitmesin diye olabildiğince ağırdan alıyorum.

Bazen Paşa'nın üzerine çok gittiğimi ya da ona çok kızdığımı düşünüyorum. Genellikle sabırsız ve çabuk sinirlenen biriyim ama şimdi böyle olması kendi çocuklarımız için nasıl olacağımı düşünmemi de sağlıyor. Onlar için korkunç bir anne mi olurum acaba, onlara da mı çok kızarım, ya beni sevmezlerse gibi bir sürü şey var aklımda. 

Şimdi Bayram yaklaştı istemediğim tek tarafı Okyanus'u göremeyecek olmam. Geri kalan herşeye katlanabilirim sanırım, ama O'nu görmemek?

Hiç yorum yok :

Yorum Gönder

Yaz yaz hiç çekinme canııım ne gerek var? aramızda yabancı mı var sanki?