5 Ekim 2012 Cuma

Be ya

Selam geç kalmış bir yazıyı daha çikolata eşliğinde yazıyorum. Uzun zamandır yemiyordum iyi geldi. Bunun malum günlerle hiç ama hiç ilgisi yok(!)

Okuldayım, Ankara'dayım. Derslerim hiç olmadığı kadar yoğun ve bol ödevli geçiyor. Daha ilk haftadan bazı ödevleri yapmaya başlayacağım. İşim zor yani ahali. Nefes almaya vaktim yok gerçekten yok.
Ağladım az önce ve farkettim ki -yani normal zamanda sevmem çok- gözlerim ağlarken çok güzel oluyor abi. O gözbebeklerim büyümüş falan ne bileyim rengide değişmişti bir garip gözlerim yani ama sevdim o hallerini, 5 dakika sonra geçti zaten. Ağlamanın şu tarafını sevmiyorum ki, burnum çeşme oluyor hemen. Lan hangi ara sıvı hale geldinde akıyorsun. Öyle işte burnumun akmasını sevmiyorum. Grip aşısı olmayı düşünmekteyim.

Kurt'un doğum günü vardı bu hafta yani hala var, yarın. Gidemiyorum ama, derslerin yoğunluğundan sonra anne izni yok. Otobüs yolculuğu kadarda berbat bir şey yok.

Bu arada çok önemli bir şey oldu ama kimseyle konuşamıyorum bu konuda. Damla'yla derse girdim bugün yazdım orda kağıda ama konuşamadıkta ayrıntılı bir şekilde kendimi çok dolu hissediyorum yani. Aslında söylemek istediğim biri var ama durduk yere onu da şe etmek istemiyorum. Böyle bir kararsızlığa düşmüş durumdayım. Kararsızlık berbat bir şey ey ahali.

Başka bir kız daha var odamda. Tangasıyla dolaşıyo lan! Hiç çekinmeden üzerinide odada değiştiriyor. Düşün yani blogum ben bilem bakmıyorum. O kadar çekinmemi gerektirecek şekilde dolaşıyor. Sonra buna üzerine bir şey giy dedim şort giydi ya. Bir de soruyor bana "şortumu beğendin mi?" diye. He beğendim bana ver diyecektim. Altına bir şey giydirdik şimdi sıra kızın üzerini (derken üst tarafını) halka sergilemesini önlemekte. Ben bu kadar serbestliğe gelemem yani. Tamam herkes özgür herkesin kendi şeysi var ama ben görmek istemiyorum kızı. Öyle çok takıntılıyımdır mesela ben. Samimi bilem olsam sevgilim değilse mümkünse kimsenin orasını burasını görmeyim. Kız uyanık vaziyette odada dolaşırken kaçasım geliyor. Uyanık olmadan nasıl dolaşacaksa, gerçi çoğu zamanlar arazi o ya umarım bu gece de gelmez. Zaten misafir keşke gidip başka odada kalsa. Bizim asil gelse mesela.

Takıntıma gelince ben sevmiyorum yabancı insanları. "Aaaa hoşgeldin" gibi yeni tanıştığım insan sarılmalarını. Mümkünse kimse dokunmasın bana elime bilem lan. Milletin elini sıkmaktan hiç hoşlanmam. Sarılmaktan nefret ederim. Önce belli bir şeyleri aşmam gerek, bir samimiyet olmalı. Sonra o insanı arkadaşım diye benimsemem lazım. Temas zor iş yani olmuyor ben sevmiyorum. Belki biraz da bundan bana sinir oluyor akrabalarım zira onlara sarılma işlemlerini de sevmiyorum. Yılda bir kere gördüğüm kadının neresini benimseyeceğim ama bir kuzenim var gördüğüm yerde boynuna atlarım kızın onu seviyorum yani. Bir de şu var ben tanımıyorum köyümdeki insanları, annemi ziyarete geldikleri zaman hemen yapışıyorlar şap şup öpüşmeler bana göre değil. Öyle isteksizce sarılınca da tepeden bakan bir bakışları var ki gördüğün yerde öldüresin gelir. Bir gün öldürebilirim evet.

Öldürmek demişken şu ara rüyamda çok insan öldürüyorum yani kaçınmalı benden. Bilinçaltım oyunlar oynuyor bana. Rüyaya ara verince (bir diğer deyişle zıplayarak uyandıktan sonra) sonraki rüyalarımda çok pornografik oluyor. Her zaman kızlar da değil he geçen gece sevişen iki tane gayi izliyordum ya. Nasıl bir şeyse hiç öyle fantazilerimde yoktur. Neyseki bu gece kurtardı onu (:) Öyle dengesize bağladı. Sanki şu mesajı vermeye çalışıyor "Öldürürsen sevişebilirsin" Umarım öyle yapmıyordur yani gaylerin olduğu kısımda özellikle.

Hiç yorum yok :

Yorum Gönder

Yaz yaz hiç çekinme canııım ne gerek var? aramızda yabancı mı var sanki?