21 Aralık 2011 Çarşamba

Burası seninde evin

İnsanlar onlara uymayan her şey yargılama hakkı bulurlar kendilerinde, hani herkes kendi hayatını yaşıyordu?

Hayatıma bir şekilde müdahale edilmesinden hiç hoşlanmam. Bir nevi bende kontrol manyağı gibi bir şeyim. Her zaman ki gibi buraya yazamadığım ve yazamayacağım bir sürü şey var. Hani burayı istediklerimi yazmak için açmıştım ben? Ne kadar açık olabilirim ki... 

Benim adıma kararlar verilmesine sinir oluyorum mesela. Hayatımdan çıkmasını istemediklerim sessizliğe karışırken, git demem gerekenler inadına karşımda duruyorlar. Hiç bir şey yapamayacak kadar çaresiz olur insan, ne yapsa birilerine zararı dokunur işte, öyle bir şeyler var bir süredir hayatımda. Sessizce bekliyorum bende bir umut çözülür mesele diye. Kendin kendine olacak şeyler inanıyorum bir gün düşünce gücü ile düzelecek(!) her şey...

Gezmeyi seven bi insan değilim. Bazen canım ister çıkar sokaklarda biraz dolanıp gelirim. Bazen Damla'yla yemeğe gideriz her zamanki yere onun dışında yok yani. Dışarı anlayışım okula gidip gelmek. Miray'ın dışında da hiç öyle dışarıda fazla kalmışlığım yoktur Miray'layken ne zamanın ne de mekanın önemi olmadığından farketmiyor -zorunlu şeyler hariç alışveriş gibi- bana göre bir arkadaşı görmeye gitmek normaldir ama aynı kişiyi kısa zamanlar içinde bi kaç kez görmek bana göre değil. Annem bile çıkartamaz beni evden, pazara zorunluysam giderim, komşulara gitmem tarla zaten zorunlu. Ablam ki bayılır gezmeye o bile marketten öteye götüremez beni. Sevmiyorum işte. Dışarı çıkmaya zorlanmayı hele hiç sevmiyorum. Bir de gerginsem tersleyebiliyorum. Yazıyorum çünkü İstanbuldayken oldu bunlar, zorlanmadım ama bana göre bir kez hayır demek gayet yeterli bir cevap. Hele ki o hayırı mahkeme gibi bir suratla söylemişsem. Sonucu ağır oldu işte yaptığımın. Pişmanmıyım? Hayır çünkü benim karakterim bu insan sevmediği bir şeyi ne kadar yapabilir ki. Vicdanım rahatmı? Ona da hayır Çünkü kendimi affettirmem gereken insanlar var... 

Ben çok yakın olmadığım insanların yanında rahat olamam. Yemek yemem, konuşmam, su bile içmem. Görmezden gelsinler beni, sormasınlar hatta mümkünse görmesinler. Ya da daha kısası ben onları birden fazla kez görmeyim. Sonra Efsun yemez içmez oluyor. Lan nasıl yapayım onu. Olmuyor işte zorlamanın bir anlamı yok. Yıllardır aynı sofrada yemek yediğim yengemlerin yanında bile rahat değilim ben. Abimlerin konusuna girmek bile istemiyorum varlıkları bile huysuz olmama yetiyor. Ama Damla olsun kızla 4 yılı aynı odada geçirmişim hiç keyfimi bile bozmadan yanında annemmiş gibi rahat olurum. İşte böyle dengesizim biraz ben. Kimsenin ne evinde ne yanında kolay kolay rahat olamam. Ondandır kimseye gidip kalmam. Kalırsam da mutlaka ona değecek biri içindir bu... Kimsenin beni bu konu da anlamaya niyeti yok. Kendimi değiştirmeye çalışmaktan da yoruldum aslında. İnsanların istediği hayatı yaşayamam ya sonuçta, o zaman ben olmamın bir anlamı kalmazdı ama birileri mutlu olacaksa insan kendini değiştirmeye bile uğraşıyor. Sonucu söylemeye gerek yok dengesiz bir kişiliğim olduğundan bahsetmişmiydim?

4 yorum :

  1. Çok değişik bir aslansın sen :))

    YanıtlaSil
  2. Yanlış ayda doğduğuma inandığımı söylemiş miydim :)) Neyim farklı ki :J

    YanıtlaSil
  3. Aslan kadını dikkat çekmeyi sever sen görmesinler mümkünse beni diyosun mesela:) rahat takılamıyosun yakın olmadığın insanlarla falan aslan kadını çok rahattır havalıdır herşeyde heryerde ön planda olmayı sever yani ben böyle bir aslanım her özelliğini taşıyorum farklı olanları gördüm ama bu kadar zıt olanını görmemiştim evet söylemiştin yanlış ayda doğduğuna inandığını :) konuşmuştuk daha önce bunu ama bu kadar da değişik bir aslan beklemiyordum doğrusu :)

    YanıtlaSil
  4. Annemden gerçekleri öğrensem iyi olacak sanımı :)) Burçlara da pek inanmam ama. Sanırım gerçekten Aslan'a dair hiç bir özellik taşımıyorum, acaba bana uyan bir burç varmıdır?

    YanıtlaSil

Yaz yaz hiç çekinme canııım ne gerek var? aramızda yabancı mı var sanki?