30 Mart 2014 Pazar

Karmakarışık

Uyandığında her sabah, yanında olup izleyeceğim o masum ifadeni.

Uyku ile uyanıklık arasında gidip gelirken Aşk parmağına yüzük takmaya çalışıyor olabilir. Şaşkınlıktan kelimeleri yutma mesela o an. Çok aşık olduğunu söyle mesela. Çünkü ne kadar söylesen de az gelebilir bazen. Başka neler oldu bu evin içinde? Her baktığın yerde bir başka an canlanıyor olabilir gözünde. Bazen köydeki eve gider aklın. Binlerce saniye, dakikalar ve Aşk. 

Evde bana bıraktığı kağıdı gördüğümde daldığım bir sürü yeni hayalim var. Üzerinde ineklere bakmaya gidiyorum yazan bir kağıt nasıl Aşk hissettirebilir diye çok düşünmeye gerek yok, aylarca onda kalmış kağıt sonuçta. Hem üzerine eklemeler de yaptık burada.

Burada pek çok anı var onunla ilgili ya. Özellikle Damla'da yokken anılarla yaşayan birine dönüştüm sanırım. Bir nevi hayalaet gibi yani.

Geçenlerde ablam onun için kredi çekmemi istedi. Özetle çekmeyeceğimi söyledim bende. Bunu pek çok şeye yordu kardeş olmamaya falanda hatta. Daha da özet geçemeyeceğim sanırım. Bazen çok kızıyorum kendime bu kadar mantıklı olmamam gerek diye.

Bir başka konu Din. Ciddi anlamda uzun zamandır kendimle çatışıyorum. Yıllardır inandığım bir şey var, öbür tarafta bunu kullananlar. Bundan önce bencil bir tarafımda var ki neden böyle herşey modunda. Çünkü pek çok şey adil değil, bir şey için umut besliyorsun ve sonra gerçeklere baktığında boş umut olduğunu görüyorsun. Olmayacak bir şey belli sonuçta. Sonra nerede adalet diyorsun. Neden böyle yaratıldık, diye sorguluyorum sonra böyle sorgulayabildiğim ve bir nevi isyan gibi olduğu için korku ve kötü bir duygu başlıyor işte. Bu kez kendime kızmaya başlıyorum nasıl böyle düşünebildiğimi. Böyle çok fazla zaman geçirmeye başladım. Şimdi mi? Daha karmaşıklaştırmaktansa daha basite indirgedim çünkü benden Ateist olmaz yani bir Yaratan olduğuna inanıyorum ama bunu Din ile bağdaştıramıyorum artık. Her şeyi de ona bağlamaya çalışıyorum. Biraz daha düşünürsem kafayı yiyeceğim bir konu olmaya başladı çünkü.

İşte böyle karmakarışık bir dönemdeyim. Eski alışkanlıklarıma dönmeye karar verdim, sana yazmaya devam edeceğim her şeyi. Hikaye yazacağım bir tane Damla'nın kardeşi için. Deftere yazıyorum zaten devam edeceğim ona daha sık yazacağım. Yazdığım zaman gerçekten mutlu oluyorum çünkü. Dövmeyi de en kısa zamanda bitireceğim. Belki yaptırırım onu iyi bir yer bulursam burada. Fazlaca yanlız geçireceğim zaman var sonuçta artık.

24 Mart 2014 Pazartesi

Yaz geldi

"Hayatıma gelişin koca kış beklediğim yazın gelişi gibi, ki beni biliyorsun, yaza dair bir şey hissettiğim an sevinçten uçuyorum. Sende de öyle oldu, bunun kat kat fazlası , çok uzun zamandır beklediğim yaz.."

Sanırım Okyanus yazdı bunu bana... Çünkü ben hiç yazı beklemedim şimdiye kadar. Hep kışı daha çok sevdim sanırım. Onun mutluluğunu gördükçe anlıyorum yazın güzelliğini. 

Selam blog uzun zaman oldu değil mi? Anlatacak bir şey olmadığından değil de her şeyi Okyanus'a anlattığımdan yazamıyorum sana. Çünkü seni açma sebebim en çok kimseyle konuşmuyor oluşumdu. Şimdi Okyanus var, sana özet geçmek zor geliyor yani biraz.

Hayatımda öyle çok değişik bir şey yok. Hala çalışmaya devam ediyorum. Kaldığım matematik dersinin sınavını bekliyorum ve ot gibi yaşıyorum işte. Şu ara telefon aldım bir de Lumia'nın 920. Sürekli onunla oynuyorum, pek sevdim oyunlarını. Beni sinir eden tek noktası gelen mesajın ekranda görünmesi. İş yerindeki şefte oyunlarımı keşfedince telefonu ondan kurtaramıyorum böylece başlıyor korku filmi zira mesajlar telefon ondayken gelirse ne yaparım bilmiyorum. İş yerinde kimse sevgilim olduğunu bilmiyor. Erkek arkadaşım yalanını da uydurmadım çünkü orada kuzenimde çalışıyor ve kesinlikle sır tutamaz. Bir şey söylesem dakikalar içinde bütün sülale öğrenir yani. Yıllardır "evlenmeyeceğim" dediğim sülalemin olmayan erkek arkadaşımı öğrenmesi pek cazip değil. Kız arkadaşımı öğrenmeleri ise hayatımı kısaca zindana çevirir. Bundan ötürü bir yol bulmam lazım diye iki gündür mesajları kapatmaya çalışıyorum, sonuç olarak beceremedim. Şimdi sadece dua etmek kaldı, şefin kendi telefonu servisten gelsin diye. Onda da wp8 var belki ona da yüklersek oyunları beni rahat bırakır. 

Okyanus gittikten sonra feci bir boşluğa düştüğüm kısımda var. Sanırım sadece mutluyken yazabiliyorum sana. Çünkü o zaman içinde hiç yazmak istemedim. Daha çok bitkisel hayatı yaşamak gibiydi ya. Hiç bir şey yapmadan öylece durmayı istemek falan. Fotoğraf çekemedik pek fazla ona üzülüyorum biraz çünkü fotoğraflarla bir şey hazırlamak istiyordum o da yalan oldu yani.

Damla işten çıktı. Şimdi köyde ailesini ziyarete gitti ve ben evine dön tülayyy modundayım. Yalnızlığı seviyorum ama bu kadarı fazla doğrusu bana bile. Ona acilen iş bulmamız lazım yani.

Şimdi gitme sırası bende. Okyanus'un yanına yani. Gittiğimde de bir kaç gün kalmam lazım en az, mümkünse 1 hafta aslında. Bunu mümkün kılmanın tek yolu rapor almak. İşte öyle ufak ufak planlar yapmaya çalışıyorum ama bazı şeyleri beklemem gerekiyor. Onun için az sabırlı olmalı çokça sayısal loto falan çıksın diye dua etmeliyim.

Unutkanlığım her zamankinden de yüksek seviyede şu ara. Bakalım sonunda ne olacak


Bir de şu var ki bu bayraklardan istiyorum bir tane. Acaba nerede bulabilirim...?