24 Eylül 2014 Çarşamba

Nalet kader

Üst üste kaç günü berbat geçirebilirsiniz ki? Benim için böyle şeyler dert değil. Bela mıknatısı gibiyim belki de. Ya da belki sadece ben uğursuzum...

Gece-gündüz sürekli değişen bir vardiya sistemim var. İşte gece geldiğim bir akşam herşey güzel başladı. Makinelerin satışından dolayı bir kaç tanesi kapandı. Bir kaç eleman çıktı. İşler rahat yani. Huzurla geçmesi gereken bir akşam işte. Amma velakin benim kaderimde net bir huzur simgesi yok işe dair. Kalan şartlar iyi ise bünyem arıza çıkarıyor. Yani illa bir şey olacak. Müthiş hareketli ve sağlıklı iş başı yapmışken bir saat geçmeden kolumu bile kaldıramaz hale geldim. Grip böyle mi başlıyordu emin değilim bak. Üzerime kaç kat kıyafet giysemde üşümem bir türlü geçmedi. Mide bulantısı ve halsizlik resmen benimle seviye atladılar. Yürüyemiyordum bile ya! Nalet kader diye sövmek için bile enerjim yok. Kendine keyfi izin veren yeni şefim (ki bu adamıda bir güzel çekiştireceğim bekle) bana o haldeyken izin vermedi. Geçtim izni kenarda bekle, yorma kendini demek bile yok. Pislik herif. Neyse bütün gece hayaletimsi bir varlık olarak dolaştım. Yemek yiyemedim bir ara makinem rahat olduğundan iş arkadaşım halime acıyıp biraz uyumama izin verdi.. Öylece azıcık hareket edebildim. Gerçi kalktığımda daha beter bulanıyordu midem o ayrı konu ama bi şekilde daha iyiydim işte. Sabahta o kadar yavaş sürdüm ki bisikleti, ana okuluna giden veletler bile geçerdi beni. Olsun eve gittim sonunda. Gözlerim bile ağrıdığından hemen uyuyamadım bida ama olsun. En azından bir şeyler içtim. Bak bu da gelişme. Sonra uyudum. Kalktığımda daha iyiydim. Bir ara markete bile gidebildim. 20 dk süren yolu 45 dakikada geldim ama olsun...

İşte yazının buradan sonrası iğrenç, rezil, mide bulandırıcı olacak. Zira böyle saçmaladığımda bunu not alıp asla unutmamamı sağlamam gerek dimi?

Ertesi gün, gündüz vardiyası. Sabahın köründe hoş(!) bir sürpriz ile adet olduğumu görüyorum. Zaten böyle şeyler sabahın köründe olmalı dimi. Neyse işe geldiğimde fark ediyorum ki yedek ped almamışım! Gerizekalıyım çünkü. Burnum için aşçıdan peçete çalmak aklıma geliyor ama evden çıkmadan ped almak aklıma gelmiyor. Hastayken benim beynim iflas ediyor bence. Günün geri kalanı aşçıdan çalınan bir dünya peçetenin yaratıcı kullanımı ile geçti. İlk gün birde ya böyle işkence yapılır mı insana?

Bence kadınların olduğu her yerde bir adet ped için stok mu desem, makine mi desem bir şey olmalı. Zorunlu olmalı hatta. Başımızda bir lanet var bilinen bir şey bu. Bari biraz çözüm sunun Allahsızlar... Öyle işte, felaket geçen günlerin sonuncusunu şefim yaşatıyor sağolsun...

Şimdi gelelim bu adamın derdine. Makineler gitti ya. İşlerde rahatladı. İşte bu adama rahatlık battı. Sürekli bize sataşıp moral bozma çabası içinde. Eski şefimiz iyiydi işten çıktı. Sonra bu yetersizi verdiler başımıza. Kafasına göre mola yapıyor, sigara içiyor, çay içiyor. İşten kaçıyor. Düzen yok adamda. Onun temin etmesi gereken malzemeyi istiyorum adam ben ne yapayım diyor. Lan sen yapmazsan ben ne yapayım asıl! Çifte standart kelimesi resmen bununla anlam bulup hayata geçmiş. Sigara içmek ona serbest ama iş yokken biz telefonla oynayamıyoruz. O istediğinde kafasına göre mola yapıyor ama bize gelince yok. Mutfaktan istediğini almakta özgür ama bize gelince yok. İşte biz hep bu durumdayız. Sanki fabrika adamın biz sokak çocuğuyuz. Her akşam kavga ediyoruz adamla ya. Diğer kızı 3 makineye birden baktırıyor paşam çıkmış sigara içiyor. Ağzına kürekle vurasım var. Birde tam anlamıyla salak. Hayır normalde herkes için bunu söylememem lazım ama o öyle. Laf anlatamıyorum. Şefliği ben istemedim diyor, bırak o zaman silah mı dayadılar kafana diyorum. Bir anda lafı nasıl çekiyorsa yarın çıkalım müdüre sen şef ol diyor. Diğer vardiyada şef yok anlatmak istediğim o, istediği anda bırakabileceği ama anlamıyor adam. Çok mu zor kelimeler seçiyorum bilmiyorum ki. Bütün şeylerde araya müdürü katıyor. Sanki müdür amcasının oğlu. Gıcık oluyorum adama ya. Birde işi düştüğünde sanırsın melek. Bir dediğimi iki etmiyor. Bak o zaman müthiş anlıyor söylediklerimi hiç sıkıntı kalmıyor... Bütün zamanlarda sinirime oynuyor adam ya.. İşte bunun gibi adamları yönetimin ucundan kıyısından bile tutturursan kapanır tabii bura...

Çok sinir yapmışım ya. Her zamanki gibi bu akşamımı da mahvedince tabii. Neyse ya, taşınıyoruz yakında. Damla evi ayarladı, fotoğraflarını vs attı. Şuanki evimiz onun yanında villa gibi ama olsun sonuç olarak buradan çıkmak için fırsat bu. Yeni bir iş bulmam içinde. İlk fırsatta Okyanus'un yanına gitmek istiyorum. Bu iş bulmadan önce de olabilir iş bulduktan sonraki bir haftasonu da.. Yeterki kısa zamanda olsun gerisi önemli değil..

Perdeleri beyazlat dedi Damla bir de bende internetten bir kaç şey bakayım dedim şeker, karbonat, hamur kabartma tozu ve yumurta kabuğu gibi öneriler okudum güvensem mi bilemiyorum ya. Tüller için bi deterjan aldım ama doğrusu ona bile tam güvenemiyorum. Göreceğiz bakalım neler olacak...

Şimdilik benden bu kadar blog. Gidip şefimle biraz daha kavga edeyim zira 1'de yemek yememiz gerekiyordu saat 02:20... Aç olsaydı çıkardık aç değil demek ki.

5 yorum :

  1. Karbonat işe yarar ama kokusunu gidermek için biraz limon sıkmanı tavsiye ederim. Kolay gelsin hem perdelerde hem is yerinde :)

    YanıtlaSil
  2. Enee ben şekerle başlamıştım ki. Neyse çıkınca beyaz olmazsa karbonat ve limon yapayım madem. Sağol :))

    YanıtlaSil
  3. Karbonatta işe yaramadı ya.. Son bir şey kaldı denenecek :(

    YanıtlaSil
  4. Hadi ya :( bildiğim kadarıyla sigara fa kullanmıyorsunuz ? Arap sabunu diyor burdan bir arkadaş. (not: Blogunu Ailecek severek takip ediyoruz da :)) )

    YanıtlaSil
  5. Yok sigara bazen gelen misafirlerimizde vardı sadece. Sanırım sobadan oldu, bunlar bildiğin gri ya. Başka bi arkadaşta kül sabunumu ne demişti aktarlarda bulabiliyormuşum. İkisini de alıp deneyim ben bi :) Teşekkürler.

    YanıtlaSil

Yaz yaz hiç çekinme canııım ne gerek var? aramızda yabancı mı var sanki?