10 Mayıs 2014 Cumartesi

Mayıs

Mayıs geldi. En sevdiğim aylardan biri, diğeri de Eylül. Sanırım ne tam sıcak ne de tam soğuk olduklarından seviyorum bu zamanları. Diğer yönden bakınca Mayıs yıldönümü demek. 9 gün sonra 1. yılımız dolmuş olacak. Öyle güzel bir güne de denk getirmişiz ki, her zaman tatil olabilecek bir gün. Seviyorum o günü ya da o başlangıcı iyi ki öyle olmuş yani.. 

Yazacağım bu değildi aslında, yıldönümünde ne yapacağımdı. Yanına gidemiyorum çünkü. Ondan bir kaç hafta sonra gidebileceğim ve kalabildiğim kadar (rapor alabilirsem ona bağlı yani) yanında kalacağım. Böyle düşününce de güzel geliyor ama yine de 19'nda yanında olamamak kötü hissettiriyor. Kalan tüm zamanlarda yanında olamamak ise daha da kötü. Bütün bunlara çözüm bulamayıp çaresiz olmayı tarif bile edemem...

Yine de özel geçmeliydi bu ay. Yanında olabilmeliydim. Yüzünü astığında değiştirebilmeliydim ifadesini küçük bir gülümsemeye. Sonra gerçekten neşelendirebilmeliydim. Sarılıp hepsinin geçeceğini ve her zaman yanında olacağımı hissettirebilmeliydim. Buradaki ya da telefondaki yazılmış kelimeler yerine sıcak bir sarılma anlatmalıydı bunları. Ya da gözlerine baktığımda gördüğüm güneşim.

Uzak oluşumuzun O'nu ne kadar üzdüğünü biliyorum. Kendimden tekrar tekrar nefret ediyorum daha iyisini yapamadığım için..

7 yorum :

  1. Kendinden nefret edebilme yeteneği ahh işte bu çok iğrenç bir duygu. Mesafeler istediğin zaman gidip görmene söylediğin onca şeyi yapmana nasıl bu kadar engel olabiliyor nasıl nasıl -_- kalkıp binsen uçağa gitsen yanına hemen ordasın. Ama yazıldığı kadar kolay olmuyor ne yazık ki o da kötü. Yapmasaydın nefret etmenin bir anlamı olmazdı ama yapamadığın için de nefret etmenin bir faydası yok ne yazık ki. Bende mi başlayayım yani bu nefret işine şimdi -_- gerçekten sorun mesafeler olabilir mi yahoo -_- insan sevdiğinden kopamadığı gibi içinde bulunduğu yaşam tarzından da kopamıyor ne kötü yoksa bırak her şeyi bir kenara al çeyizini git yanına :P

    YanıtlaSil
  2. Burada uçak bile yok. Ama evet yazıldığı kadar kolay değil, bir sürü şeyi ayarlaman gerek önce. Sorun tam olarak mesafeler değil yani diğer etkileyenler. Benim çeyizim yok bence, annem bir yerden sonra bırakmış olmalı hazırlamayı.. Evimi alıp gidebilsem iyi olurdu ama. Onun içinde ayrıca zaman saymalıyım.. :)

    YanıtlaSil
  3. Hahah.. karavan en iyisi o zaman :P senin ki yarım kalmış iyi en azından ben de o da yok peh. zaten gerekte yok o da neymiş ki öyle :P o diğer etkenler herkesin ortak noktası olsa gerek

    YanıtlaSil
  4. Karavan iyi fikir ya, düşünmeli onu. Lisedeyken bir ara gemi düşünmüştüm hem ev olur hem de istediğim yere giderim diye :) hayalden öteye geçmeyeceğini söylemeye gerek yok sanırım.

    YanıtlaSil
  5. Aa niye öyle diyon ki şimdi benim de hevesimi kırıyon burda -_- hiç yoksa çal :D krediye gir sonra kaç denizde kim bulacak seni :P ama bak karavan güzel fikir. Fakat yat işi de fena değil de ben kusarim ya hep denizde hep denizde artık deniz yüzü görmek istemem herhâlde gına gelir :P o yüzden bak bence karavan iyi fikir benzini de arap ülkesinden fulle orda sudan ucuz burdan su götür orda sat paraya para demezsin yakıtı doldurursun keyfine keyif demezsin. Arada gittiğin yerlerde falan kaçak olarak müzelerde şurda burda rehberlik yaparsın iki üç kuruş indirirsin cebine senden iyisi yok o zaman :P çok mu ütopya oldu böyle. O zaman göbeğini kaşıya kaşıya evde oturmaya devam ben deneyecem bu karavan işini :P

    YanıtlaSil
  6. :)) Bilemiyorum tam, hayatım Okyanus'a bağlı çokça :) O isterse karavan olur, istemezse ev.. :) bizim olsun da önemi yok ne olduğunun

    YanıtlaSil
  7. Ya bende zaten sadece karavan olsun demiyorum ki olacaksa ikisi de olsun tabi çingene hayatı gibi de araba da ömür geçmez yahoo illa ki bir ev şart bunun yanında :P her şey olacağına varır ya bakalım artık -_-

    YanıtlaSil

Yaz yaz hiç çekinme canııım ne gerek var? aramızda yabancı mı var sanki?