1 Ocak 2014 Çarşamba

Yabancı


İlk kar'ı anlattı abim. Kaç yaşındaydım hatırlamıyorum ama kirli kar demişti onun için. Gökyüzünde biriken kirleri akıtırmış. Yenmezmiş, hasta edermiş. Sanırım o ara kar yiyormuşum. Düşen beyaz tanelere bakıp kirli olduklarına inanamadım. Öyle güzel görünüyorlardı ki nasıl kirlenmiş olabilir? Yine de inandım ona. İlk kar kirli dedim hep. Sonra abim hep çalışıyordu. Gerçi bütün ailem çalışıyordu ama abim yurt dışına çıkıyordu, annemde onun döneceği zamanları bekliyordu ya da aklımda öyle kalmış. Bir defa yine geldiğinde bana 10 kuruş vermişti. O zaman para birimi farklıydı ama şimdinin 10 kuruşuna denk geldiğinden eminim. Muhtemelen abimden aldığım ilk paraydı o çünkü onu bi halının altına sakladım ve sonra ne oldu hiç bilmiyorum. Bir şey olduğundan değil, geçmişi özlediğimden hiç değil ama annemi bana karşı kışkırttıkları için sanırım anılarım biraz daha canlı hale geldiler, düşüncelerimi işgal eder oldular..

Çalışma düzenimi tamamen bilinçli olarak mahvettiğimden nefes almaya vakit bulamıyordum. Yarın normale dönecek umarım. Bu düzen içinde sürekli çalıştığım grupta her gün değişir oldu. Bugün içlerinden biriyle konuştuk. Masada iş yaparken işte. Daha önce konuşmadık sanırım hiç, aslında nerelerdeydi bilmiyorum bir süredir yoktu. Tesadüf işte. Niye anlatıyorsam bunları olay bu değil ki. Diğerleri hep onun çalışmaya ihtiyacı olmadığından, zengin olduklarından bahsederdi. Sanırım bizim buralarda zenginlik 2 ev ve diğer şehirlerde normalleşmiş maaş ile ölçülüyor. Çocukta bunu anlattı bana. Canı sıkıldığı için çalıştığını burada yapacak başka bir şey olmadığını falan. Anlatış tarzı sadece durumu ortaya koyar gibiydi yani öyle herhangi birimizi ezme çabasında değildi. Ezilmedim de. Maddi yönden değil yani. Anlattığı kişi babasıydı sonuçta. Şimdi biraz duygusal saçmalıklara yenik düşmek olacak ama baba gibi bir kavramım olmadığından kullanmam pek öyle kelime olarak, ondan azıcık yabancı bana. Benimki ne yapardı diye düşündürdü birazcık. Gecenin kalanını mahvedecek kadar işte. Onu o kadar tanımadığımdan hala olsaydı hayat nasıl olurdu diye tahminler yürüttüm kendimce birazcık. Sonra vazgeçtim düşünmekten ama ruh halimi de düzeltemedim. Bir ara aklıma geldi, Okyanus'un annesine annem diyorum (yalnız olduğumuzda falan, doğrudan annesine öyle diyemedim o ayrı tabii) ama babasına hiç öyle bir girişimde bulunmadım, yapabileceğimi de pek sanmıyorum. Dedim ya kavramlarımın arasında yok.

Annemle yürüyorduk bir gün pazarda. Sonra tanıdığı bir yere girdi hep gidiyormuş yani. Bende sanırım ilk defa gittim çünkü hiç tanıdık gelmedi. Minicik bir yer, karşıda duvarda yoktu dükkanla çok alakasız acaba adam bu aynayı neden koydu diye düşünüyordum. Yani ilk bakışta ayna zannettim, yaklaştım. Kendimi görmeyi beklerken gayet bıyıklı klasik Türk amcası geçti camın önünden...

Bilgisayarım kotamı yemiş lan! 10 Gb internetim var benim. Bunun 2-3 gb'ını ben harcadım öyle böyle. Dün Turkcell mesaj attı 2 Gb kotanız kaldı diye. Vınn programını açtım, hiç bir şey yapmıyorum bilgisayarda ama takır takır kotadan işlem yapıyordu, 10 dk içinde bana bir 150 mb daha kaydı yani. Bağlantıyı kesip tekrar açıyorum 5 dk normal sonra yine gidiyor kota. Bir çözümde bulamadım zaten. Sonra bir program indirdim işlemleri görüntülüyor, bende tanımadığım her şeyi kapattım, virüs programımı da güncellettirmedim. Bilgisayar ölü durumda yani. Formata götürmeliyim bir ara...

Oldukça toplama bir yazı oldu ama daha fazlasını şimdilik yazmayacağım. 2014'de piyango da çıkmadı zaten. Sağlıcakla kal blog.

7 yorum :

  1. Yaa ne zaman yazacan diye bekledim durdum tahmin ettiğim gibi yeni yıla yeni sorunlar yeni düşünceler yeni yeni olaylarla gelir herhalde dedim öyle de oldu galiba ya. Ya da ben öyle sanıyorum her neyse :P Bizde zengin olamadık parayı göremedik anca verdiğimiz geri geldi onu da gidip almadık -_- baba kavramı benim de aklıma takılır ara ara. Ama öyle bir anneye sahibim ki eksikliğini hissettiğim bir duygu olmadı hiçbir zaman. Yaşasın anneler :) Ha bu arada mutlu yıllar. Gerçi ne farkı varsa yeni gelen senenin, alt tarafı bir sene daha yaşlanıp tecrübe sahibi oluyor insan. Ya da hatayı yeni yılın iyi olacağını umarak beklemekte mi yapıyoruz acaba?

    YanıtlaSil
  2. Aslında yeni yılı düşünerek yazmamıştım ama tesadüf olmuş bu :) Benimde verdiğim aynen geri geldi o kadar yani. Az fazlası çıkaydı iyiydi, işte büyük ikramiye olmasa bile 5M yeterdi. "Yeni" genel olarak mutlu ediyor bence. Yeni olan her şeyde. Barney'nin bir teorisi vardı yeni olan her zaman daha iyidir diye. Öyle belki de. Mutlu yıllar :)

    YanıtlaSil
  3. Bazı şeylerin eskisi iyidir :) eski dost gibi.. devamını getirecektim ama şimdilik bişey bulamadım ama sen yine de anlamışsındır ne demek istediğimi :P he ya sana da mutlu yıllar :)

    YanıtlaSil
  4. He bu arada barney gibi düz duvara tırmanan biri için tabi ki günlük yenilikler önemli :P :)

    YanıtlaSil
  5. Eski dost tabii ki iyi ama aynı zamanda çoğunlukla hala yanımızda kalıyorlar, bu onları ne kadar eski yapar ki? Barney ve düz duvar? Adamın yattığı kadınların listesi benim toplam tanıdığım kadın sayısına eşittir (bu liste heteroseksuel vs karışık toplamdır yani) :) Onun duvar hayli büyük olmalı

    YanıtlaSil
  6. Doğrudur aslında bu bi o kadar da ironik.. hmm barney tartışmasına girersek çıkamayız adam ayrı bi âlem çünkü :P

    YanıtlaSil
  7. Ayrı bi alem ama çok seviyorum onu ya! =))

    YanıtlaSil

Yaz yaz hiç çekinme canııım ne gerek var? aramızda yabancı mı var sanki?