26 Kasım 2011 Cumartesi

Çiftler arasında

Yazmak için yazamıyorum sadece, sorun şu ki aklıma geldiğinde de yazamıyorum üşengeçliğim sayesinde.

Bu hafta defalarca erteledim bu yazıyı. Salı günü biten sınavlarımdan sonra boştum da halbuki. Yazmadım ama işte hep bir yerlere gidip bir şeyler yaptım. Doktora gittim mesela nur topu gibi nasırım için ama gel gör ki iki haftadır geçmek bilmeyen gribim için gitmedim o doktora. Zaten gittimde bir şey olmadı randevu verip postaladılar beni gelecek haftaya. Yılmadım ertesi gün hemen dişçiye gittim liseden beri ertelemekte sınır tanımayıp artık yüzleşmem gereken gerçeğe. Korkucak bir şey yok sadece dolgu yani. Mayısa randevu verdiler sağolsunlar!

İşte ondan sonra da ablam mesaj attı. Planlardan falandan filandan bahsetti. Ablamı birazcık tanıyorsam öyle planlı biri değil aynı ben geleceğe dair ne derse (şunu yapıcam gibi) bir şekilde tepetaklak olur onlar. Dün akşam bana nutuk çekince azıcık cidden değiştiğini düşünmeye başladım. Hiç yoktan gidip Bolu'ya yerleşti evini de tutmuş işe gidip geliyor. Bildiğin düzen kurdu orda abilerimin gölgesi olmadan. Banada dedi gel diye. Gidemezdim ki. Öyle çok sevdiğim şehre gezmek dışında gidemem ben. Kalbim İstanbul'da atarken nasıl gideyim? İş imkanlarını bahane edip üzerine plansızlığımdan da bahsederek konuşmayı kapattım. Ama yine ablamı biraz daha tanıyorsam açılacak bu konu yeniden... 

Okumak iyi güzel sorumsuzca hatta muhteşem bir şey. Ama sonrası yokmu orası beni feci korkutuyor. Bana kimse iş vermez ki. Bir düzen var sağlanacak, kurulacak hayat var. Yanlız olmadığımı bilsem de yanlızmış gibi çok çalışıp kazanmam gereken bir şeyler var. Sınav gibi de değil üstelik bildiğin hayat. Yanlışın olursa affı keyfe göre değişen. Adamın sinirleri tepesindeyse basar tekmeyi. Kendime hiç güvenmiyorum ben. Bir konuda bilgim tam değilse yapamam o işi elime yüzüme bulaştırıp mahvederim. Bazen bilgim olsa da yapamam. Kafama göre takılmak burda güzelde Orda değişiyor yine her şey. Bu korkular cidden beni köye gidip yaşama fikrine fena yaklaştırıyor.

Yazacağım diğer konu herşeyden bağımsızca aklıma gelmiş bir şey. Belli bir olaya göre değil yani. Sevgilin varsa değişiyor her şey. Başkalarına uyguladığın kurallar onda geçerli değil mesela. Her kuralı baştan ve çift kişilik yazıyorsun. Sonra bir şekilde arkadaşlar bazen öncelikli olunca bu trip konusu oluyor. Öncelikten kastım; Onun işi vardır rahat olsun diye susarsın o an arkadaşı arar, mesaj atar ya da bir şekilde iletişime geçer ve senin rahat bıraktığın adam başka şey yapıyordur. Her hali ile gayet normal bir durum ancak çiftler arasında kesinlikle triplik bir konu. Yaparım yani hiç affetmem. He birde şu olay var ki sen hüzünlüsündür canın sıkkındır karşıdan ilgi beklersin. O da üzülen suratlar yapar falan sonra facebook denen illete bakarsın aynı zamanı kapsayan dilim içerisinde adam başkasına gülücükler atıyor! ''Nasıl yaaa?!? ne oluyor!'' durumuna dönüyor olay. Yine her şey normal zira yan yana değilsiniz ve ne kadar çifte bağlansa da yaşanan çok şey tek kişilik sanki ben üzülünce o gülmekten mahrummu kalsın? Sanırım benim dengesizliğim bu incecik çizgide işte. Ne kadar saçma dimi. Şimdik bunun konuyla alakası yok yaşanmadıda şu ara böyle şeyler. Uzun zaman önce yazmak isteyip unuttuğum şeyler arasındaydı. Yazdım kurtuldum.
Şimdi sınavlardan azat olmuş bir insan evladı olarak rahat uyuyabileceğim düşüncesindeyim. Gerçek olursa çok mesut olurum...

Not: Şafak vaktini izledik pazar günü. Bu bende Miray'la Evlenip çocuk yapma isteği doğurdu. İmkanım olsa hemen yapardım yani böyle bir şeyi... Etrafta koşuşturan junior Miray'larım olsa ne tatlı olurdu dimiii.. Acaba Türkiye'de eşcinsel evlilik bir gün gerçek olurmu ki???

Hiç yorum yok :

Yorum Gönder

Yaz yaz hiç çekinme canııım ne gerek var? aramızda yabancı mı var sanki?