4 Ekim 2013 Cuma

Ruhunu kilitle


Hayat kıçını kaşırken iş arkadaşına yakalanman kadar acımasız.

İş arkadaşım? Uzun biraz burası, yapabildiğimce anlatacağım ama. Annemden daha fazla para almayı kaldıramadığım zaman acil iş olaraktan bir fabrikadayım, bildiğin işçi yani. Basit bir işim var her şey otomatiğe bağlıyor bir yerden sonra. Tek istedikleri hızlı olman. Hepsi bu. Grafiker değilim yani olmam gerektiği gibi. Bu içimde kapatamadığım bir yara sanki. Yanlış anlaşılma olmasın hiç bir işi küçümsemem. İyi bir çöpçü bile olurum, yani dert değil benim için. Her işi yapabilirim ciddi anlamda. Mesele şu ki lisede 3 yıl üniversitede 4 yıl tasarım eğitimi alıyorsun sonra iş bulamıyorsun. İşte canımı acıtan şey bu. Sürekli aklıma takılıyor, sonucu kendimin beceriksizliğine bağlıyorum. Sanırım birazda kaldıramıyorum bunca şeyden sonra başarısız olmayı.

Birazda korku başladı artık, bu kadar fabrikada işi öğrendikten sonra yeniden başka bir işe başlamak korkutuyor. Her yerde bir eğitim zamanı olacak, işe alınmama gibi durumum olacak. Her şey olabilecek şeylerde ve baştan başlamaya sanırım cesaretim ya da gücümde kalmadı. Belki bayramdan sonra bir yerlere bakarım. Bilmiyorum.

İşten kalan zamanlar evde geçiyor. Gerçi işim gereği bolca tatilim var ama ciddi anlamda uykusuzluk ve yorgunlukta var. Dahası hiç kendime vakit ayıramıyorum. Kitap okuyamıyorum, film izleyemiyorum en basit hali ile bulmaca bile çözemiyorum. Her şey o kadar hızlı ki yakalayamıyorum. Gerçekten yaşadığımı hissettiğim zamanlar ya Okyanus ile ya da Damla ile konuşuyor oluyorum. Geri kalan zamanlar ruhumu bir yere hapsetmişim gibi. Vücudum kontrolü ele alıyor, söylenen şeyleri yapıyor ve o kadar. Aslında iyi de yapıyor, düşünmüyorum, hissetmiyorum sadece yapıyorum işte. 

Bir gün işten çıktım sabah. Durakta beklerken bir teyze geldi. Bana gelinini anlatmaya başladı, kanserden öldüğünü falan. Oğlunu da anlattı. Adın ne senin dedi aklıma ilk olarak Okyanus geldi sonra hatırlayabildim gerçek adımı Efsun dedim.  Çalışıyor musun diye sordu evet dedim. Sonra anlatmayı bıraktı muhtemelen çalışıyor olmam oğluna alması için uygun aday konumundan çıkardı beni. Bir kaç kişiden sonra uygun bir aday daha geldi bu defa ona anlatmaya başladı her şeyi ama ona adından önce yaşını sordu sonra da sen oğlumdan büyüksün almam seni dedi. Kız sadece güldü geçti. He kadından kurtulamadım benimle hastaneye kadar geldi.

Şimdilik bu kadar. Bütün gece çalıştım ve uyumam gerek ama yapabilir miyim bilmiyorum. Okyanus ile konuşmak istiyorum, O'na yeterince vakit ayıramıyorum biliyorum ve onu çok özlüyorum...

2 yorum :

  1. Geçen gün okuduğumda yazını, toparlayıp zihnimin içindekileri yorum bırakamamıştım. "Hatırlatma"mı devre dışı bıraktığımdan bu aralar unutuyorum. Sanırım şimdi vaktidir.

    Giriş cümlen çok güldürdü... Akabinde de aynı tarjıkomik hikaye devam etti zaten. Niye okuyoruz bunca yıl, okuduğumuz, eğitimini aldığımız, uzmanlaştığımız alanda çalışamayacaksak. [Can evimden vurdun beni bu konuyla, bilesin. :)]

    Bir diğer mesele, bir çalı dahi olsan, vadideki en iyi çalı olma durumu. Bunu da zaten dile getirmişsin.

    Ayrıca, kendine vakit ayır, ne olursa olsun. Hayatta, basit şeylerden mutlu olan "bizler" için bu önemli çünkü. Bunu es geçme...

    Çok bıdı bıdı yaptım. Sevgiler, selamlar...

    YanıtlaSil
  2. Sanırım o Hatırlatma'yı devre dışı bırakmayı bende öğrenmeliyim.

    Neden okuduğumuzu hiç bilmiyorum. Nereye gitsem piyasada yetişmiş eleman var. Boşuna okumuşum demekten alıkoyamıyorum kendimi.

    İşe sanırım kitap okuyarak başlayacağım. Yeni bir kitap ismi buldum ilgimi çekecek. Onu alacağım.

    Teşekkür ederim :)) (İstediğin kadar "bıdı bıdı" yapabilirsin bu arada)

    YanıtlaSil

Yaz yaz hiç çekinme canııım ne gerek var? aramızda yabancı mı var sanki?