
He bir de bir hatun var ki...! Korkma burda küfür yok. Ben hatunlara küfretmem bir kere. Severim onları, sayarım, alıp başucuma koyarım ki onlar rahatlıkla hayatımı mahvetsinler. Bu hatun ki; internetten tanıştım, bir haftada sevgili oldum, ikinci gününde ayrıldık, dördüncü gününde hatun ilan-ı aşk etti. Daha beni görmedi bilem lan! Hangi ara tanıdı aşık oldu? Sorsam en sevdiğim renk ne diye "siyah" cevabımı bile veremez. Bu arada siyaha kanmayalım, kıskancım çünkü en sevdiğim rengin "mor" olduğunu söyleyemeyecek kadar kıskanıyorum işte. Neyse hatundaydım ben. İşte şimdi hatun beni seviyormuş, beklermiş onu sevmemi falan filan. Niye ayrıldınız derseniz ben Miray'ı atlatabilirim belki, hani dört ay geçmiş aradan belki unutmuşumdur diye denedim. Olmadı. Zaten onu sevmediğimi bu hatun kişi de biliyordu. Ah şu kalbim sen olmasan var ya...! İşte böyle blogcum bu hatun ayrıldıktan sonra arada psikopata bağlamaya başladı yani. Haber alamazsanız benden bilin ki öldüm kaldım bir yerde. Korkarım yani. Sinirlenince bir "kızım" deyişi var, hop susup kalıyorum. Yok lan yok susmam öyle. Keşfettiğim bir şey var ki bende ona "hatun" deyince gülüyor bu kız. İşte böyle tencere kapak yuvarlanıyoruz. O değilde şimdi biz ayrıldık ama kız bunu ne vakitte kabullenecek gerçekten bilmiyorum. Yazık oldu arada onu da kaynattım. Böylece bir kez daha tövbe demiş oldum sevgiliye. O...nun yemini şey görene kadar derler ya içimden bir ses aynen öyle olacaksın ortada kalacaksın Efsun diyor.
Bir diğer konu da doğum günleri. Evet yine, yeniden ve daima bu konu. Dün geceydi galiba oda arkadaşımın doğum günüydü. Bu hatun kişiye de isim vereceğim ama sonra. Ben bayılırım(!) böyle üst üste gelip beni batıran doğum günlerine. Hani bu günde Damla'nın sevgilisinin doğum günü. Bana ne be çocuktan demek istiyorum ama arada Damla'yı kaynatmak istemiyorum. Kuzu kuzu kutlayacağım doğum gününü. Hiç te beceremem hee elimde pasta "iyki doğdun ....." diye şarkı söylemeyi. Denedim sesime yakışmıyor bir kere. Sonra kafede kutlanacak bu olay. Öyle kalabalıklar, bakışları üzerimde hissetmeler. Yok anacım yok elime makinemi alır kıyıdan köşeden "ben fotoğraf çekiyom yaaa" diye sıvışırım.
O değil de yakında kafayı yerim ben bu umursamazlıkla. Annem de unutup duruyor beni. Eskiden her gün arayan kadın aramaz oldu. İki günde bir aklına gelebilirsem arıyor ya. Bende de kontör sıkıntısı var. Malum yemek için zor para şe ederken kontöre de para bayılmayım diye. Benim iş bulmam lazım ya. Ahanda bir kez daha buraya yazıyorum ki ben bu iş mevzusunu da sözlerimi de sabaha unutup bir güzel yalar yutarım arkadaş. Hadi iyi geceler.
Not: Resmin konuyla alakası yok ama öyle bir atım olsa fena mı olurdu be?!?
Ahh kıyamam kiii!eheh :D öyle bir atım olmasını bende çok isterdim siyah olsa fena olmazdı hani amann atım olsunda rengi kalmıştı bi :D
YanıtlaSil