Hiç kimse gerçeği tamamen söylemez, biri bana canın acıyacak deseydi gitmezdim mesela. Böyle şeyleri bildikleri için mi söylemezler?
Günler önce gidip kanımı aldıkları zamandan kalma doktor randevum vardı. Gitmemek için tüm bahanelerimi kullandığım, sonunda nurtopum acı vermeye başlayınca bugün gideyim dedim zira yürümek eskisinden daha zor olmaya başladı. Neyse gittim öğle arası Damla'yı da çağırdım hatta bana bişe olursa gereğini yapsın diye. Sıra almak için epey bekledim. Doktorun gel dediği saatte gitmemek gerekiyormuş demek ki. Geç gideceksin ki beklemeyesin. Neyse ya sıra kağıdımı verdi kadın sıradan minicik bir kağıt ama o kağıdın üzerindeki cerrahi kısmı ve 500'lerde ki numara yokmu. İşte o ikisi bi anda dünyamı kararttı. Ne gibi bir işlem yapacaklarını bilmediğimden korkuyorum da. Lan durduk yere kesip alacaklarımı falan diye düşünürken o sıra hemen geldi! Adam ikişer ikişer içeri aldı bizi. Arada bi perde öbür bölümde adam teyzeye birşey yapıyor ama göremiyorum. İçimden de geçiriyorum böyle yarı halka açık bi yerde kesmez beni bu adam herhalde diye falan. Elinde bi tüple geldi ayağıma sıktı açıkladı gitti. Tüm yaptığı buydu! korkmama gerek yokmuş ama kesilmekten daha beteri var. Mesela ayağının alev aldığını hissetmek. Ve o hissin gün boyu geçmemesi gibi! Şuan bile bi yerden buz bulup koyasım var ayağıma ya. Bulduğum her metale yaslanıyorum falan. Öyle işte üç hafta sonra gidince ne olacak diye kara kara düşünmekteyim...

Haftalardır uğraş uğraş bitiremedim daha doğrusu bitirmek istemediğim yığınla ödevim var. Hala varlar yani erteleyip duruyorum. Neyseki yarın cuma ve haftanın son günü. Ne yapalım hafta sonu bitiririm(!) artık...
Geçmiş olsun umarım kurtulursun en kısa zamanda şu nurtopundan :)
YanıtlaSilDoğrusu pek umudum yok :) Sanki benim bir parçam(!) oldu!
YanıtlaSil:)
YanıtlaSil