11 Kasım 2013 Pazartesi

Ufak ufak



Ben geldim yine uzun zamandan sonra. Yazacak bir sürü de şeyim vardı aslında ama pek vakit bulamadım sanırım.

Öncelikle sevgilimin doğum gününden başlayım. Öncelikli olan o yani şimdi. Gerçi üzerinden resmen 10 gün geçti ve hiç bir şey yazamadım ya. İzmir'e gittim işte, 1 kasım sabahının köründe uyandırdım onu. O da terminale geldi beni almaya. O'nu görmek çok güzel bir şey ya, sarılabilmekte öyle. Önce bi kalbinin durmasını sağlıyor ama sonra kalbin olduğunu, yaşadığını hissettiren zamanlar geçiriyorsun. Çok güzel bir gündü ya. Normalde te en başta hiç eve gitmem diye planlıyordum bu boya ıslak kalmadan önceydi, sonra eve bırakıp çıkarız dedik bu da annesinin işe gideceğini öğrenmeden önceydi. Annesini seviyorum bu arada çok tatlı annecim ama şimdi bir günlük gidiyorum sonuçta bir sürü şey sorup sevgilimi zorda bırakmasın diye öyle düşünüyordum. Neyse evde de fazla kalmadık zaten kahvaltıdan sonra öğlen oldu, kardeşi geldi bizde çıktık. Bowling'de bir güzel yenildim. Daha önce sadece bir kez oynamışım yani topu nasıl tutacağımı çoktan unutmuşum ben o mu kalır yani aklımda. Neyse ki önce o başladı tutma şeklini görebildim. Zaten bir kez de minik delikleri olan bitane seçmişim parmağımın sıkışması ile top bildiğin havadan uçup gitti. Alanın ortasından resmen küt diye ses çıktı ya da bana öyle geldi. Bence zemini incelesinler orada bir hasar vardır. Zaman sonra inat eder gibi hızlandı.. Hangi ara gitme vakti geldi bilmiyorum, tekrar terminalde kendimi kontrol altında tutmaya çalışıyordum. Sonra otobüse bindim ve artık tutamadım. Umarım camdan bir şey görmemiştir, gülmek içinde zorluyordum o ara kendimi. Yolda defterini okudum, yazdığı günlükleri. İşte kısaca böyle geçti sevgilimin doğum günü ama çok güzel bir gündü. Umarım yeterince mutlu olmuştur... O'nu çok seviyorum.

***

Fark ettim ki ben öfkeliyken müthiş hızlı çalışıyorum iş yerinde. Fındıktaykende böyleydi ondan önce de otelde. Bir şeye sinirlendiğim zaman sanırım hıncımı eşyalardan alıyorum yapmam gereken işi hemen bitiriyorum ya. Geçen akşam şefe bir kızdım, fırçamı da attım adam ondan sonra melek oldu. Hem yardım etmeler hem de sistemi öğretmeler. Lan ben oraya geleli 2 ay oldu sen niye o zaman öğretmedin de şimdi gösteriyorsun. Kızmam gerekiyormuş valla. Makineyi hızlandırmanın yolunu bile öğretti. Sayesinde şuan yatsam bile benim yerime çalışacak bir makinem var. Mutluyuz biz böyle. Buradan çıkacak ders şu ki bazen kızacaksın bir şeylere.

***

İnsanlara bir şeyi bir kaç kez söylemeyi sevmiyorum. Bir şey istemeyi de sevmiyorum, bu bilgidir, cevaptır ne olursa olsun. Bir kez söylemişsem üstelik bunu bir kez daha yapmışsam yeterli, sonra o insana kızıyorum ama yine de tekrarlamıyorum bunu. Yardım meselesi de öyle, yapabileceğim bir şeyse zaman da kaybettirse kendi başıma yapmaya çalışıyorum.

***

Ev tuttuk! Bunu yazmayı nasıl unuturum ya. Damla'nın köyünden ev sahibimiz. Kirası azıcık fazla ama eve girince anladım nedenini, inşaat yeni bitmiş her şeyi ile tamamen yeni lan ev. Hatta lavabolar falanda geçen gün takıldı. Bizde cumartesi günü köye gidip orada hazır olan eşyalardan aldık. O eve bildiğin fakir girişi oldu yanlız çünkü bizim hiç eşyamız yoktu. Bugün evin büyük eksiklerini tamamlayacağız, yarın da buz dolabını ve oturma grubunu hallettikten sonra geriye küçük eksikler ve temizlik malzemeleri kalıyor. Sanırım onlarda yarın alınır bende perşembe ve cuma evi temizleyip yerleştiririm. Cuma akşamı umarım evimizde olacağız. Hayırlısı bakalım. Yanlız var ya birikim olmadan eve çıkmak çok zor. Bunu gayet net bir biçimde anladım yani. Ondan şimdiden para biriktirmeye başladım ki İzmir'e gitmeyi planlıyorum sonuçta yani orada da annem koşacak değil peşimde. Bu arada kıyamam ya evde pişireceğimiz şeyleri bile hazırlayıp koymuş.

He bir de sürücü kursuna kaydoldum. Lan çok ters zamana denk geldi ya, bu hafta içi her akşam dersim de var. İş yerini hallettim o konuda zaten 2 gece ve 1 gündüz gideceğim işe yerime de bir abi bakıyor ama ev meselesine ters düştü. Neyse olacak bir şekilde Evimiz var bizim ya!!!

Şimdilik bu kadar pekte iyi bir yazı sayılmaz ama kayıt tutmak şart tabii. Gideyim de ben bir şeyler yiyeyim yoksa bütün gün aç dolaşırım yine.

(Şu yazıyı yazabilme nedenim bulduğum kablosuz internetten Percy Jackson'ı indirirken yavaşlamaması için başka bir şey yapmıyor oluşumdur. Ama napiiim çok bekledim o filmi. Şimdi bir de alt yazısını bekleyeceğim :|  )