22 Eylül 2013 Pazar

...


Kendimi hep konuşmayı sevmeyen biri olarak düşündüm ya da gördüm. Ciddi anlamda da insanlara bir şey anlatmak ile ilgili sorunlarım var. Herhangi bir olay hakkında mümkün olan en kısa özeti sunarım onlara, onu bile anlatamam yani o derece gereksiz bir kişiliğim. Canımı sıkan şeylerde de önce kendim atlatırım sonra bilmesi gerekiyorsa ya da yakınsa öyle birine anlatırım yine özet geçerim ama o konuda pek ayrıntıları beceremem. Okyanus'ta böyle değil ama O'na her şeyi anlatmak istiyorum ya, bütün gereksiz ayrıntıları bilmesi gerekmese de her şeyi. Yine de bu kötü olan şeyleri anlatabildiğim anlamına gelmiyor. Onlar konusunda hala sıkıntılarım var. Konuşma kısmına dönersek evet bazen telefonda sessizleştiğimiz anlar oluyor ama konuşmak istiyorum sadece ne söyleyeceğimi nasıl toparlayacağımı bilmiyorum cümleleri. O an her şey aklımdan uçup gidiyor. Yine de saatlerce konuşabilirim ya da sessizliğini bile dinlemek güzel O'nun. Bir de ses tonunu çok seviyorum ya.

Bir de bir süredir sıkıntılı olduğum başka bir şey var ki kelimeleri unutuyorum. Eş anlamlı olabilecek şeyleri, ciddi anlamda unutuyorum yani. Oysa bir sürü şeyi okuyorum bence biliyorum da sadece o an gidiyor aklımdaki her şey ve normal bir şeyi bile anlatamıyorum.

Ev arıyoruz şu ara bu minik memleketimde kalmak için. Şehir olaraktan geriye dönüş yaptık ve okulun açılışına denk geldiğinden evimiz yok. Bir sürü ilan gözden geçirdik ya çok pahalılar ya da bize vermiyorlar. Gerçi zaten ev kalmamış ya 2-3 hafta önce bir sürü şey olabilecekken şimdi neredeyse hiç ilan yok. Bizde de kriterler var hani doğalgaz olacak, camlar sağlam olacak, 1. kat olmayacak gibi şeyler. Birazda bunların getirdiği şeylerle şimdide evsiziz işte. 

Bütün bunların içinde eve çıkmayı en çok onun battaniyesi için istiyorum. Sahi söylemedim dimi, bana battaniye almış o. Çok tatlı bir şey, sırf ona sarılıp uyuyabilmek için istiyorum işte. Hırkası var bir de bende. Şimdilik yanımda taşıdığım bu. Saçma biliyorum ama geceleri onunla uyuyorum sanki bana sarılan Okyanus'muş gibi. Şimdilik battaniyesini getiremiyorum çünkü. Bir de bende kalan eşyalarına kimse dokunsun istemiyorum. Yıkanacakları zaman bile makineye ben atıp ben çıkarmaya çalışıyorum, minik ve bazen saçma şeylerini ayıramıyorum yanımdan. Çorapları valizimde lan yıkadım orada duruyorlar. İnsan çorapmı saklar ya? Onunla aldığımız yara bandı da sırt çantamda mesela. Evde diş fırçasını koyduğu bardağı kırılmasın diye özel paketleyip taşıyasım var yanımda. Bizde kaldığı zaman boyunca hep aynı bardağı kullanmasını sağladım ki o yokken ben onu saklayacağım diye. Kaldığımız odayı günlerce toplayamadım. Kapısından geçerken sanki odada uyuyormuş gibi sessiz olmaya çalıştığım anlar vardı. Bir de her tarafta kalan izlerini gördükçe dolan gözlerim. Ama öyle kötü değil yokluğu, sanki bir yere gitmişte hemen dönecekmiş gibi. Akşamları yine ona sarılıp uyuyacakmışım gibi belki. Belki sadece mutfaktadır değil mi...?

14 Eylül 2013 Cumartesi


Aşık olduğunuzda daha güçlü olursunuz. Çünkü aşk bir kişiyi o kadar önemli yapar ki diğer herkes önemsiz olmaz tabii ki ama sizi yaralayamazda. Çünkü mutluluğunu önemsediğiniz bir kişi vardır, sizinde mutluluğunuz ona bağlıdır. Cidden buna diğer insanları önemsememek diyemeyiz ama  güneş parladığında yıldızlar ve ay bütün güzelliklerine rağmen geçici olarak görünmez olurlar ya bu da öyle bir şey. Yıldızların ve ayın yeri tabii ki ayrıdır onlar huzur verir, karanlık geldiğinde yol gösterir, yalnız hissettiğinizde milyonlar olup bunu giderir. Ama siz kendiniz için güneşi bulmuşsunuzdur, sizi ısıtır, mutlu hissettirir çoğu zaman  çok güzeldir. Kalan zamanlarda yakıcıdır, zarar verir ve bazen görünmesine rağmen ısıtmaz sadece vardır orada hiç bir şey yapmadan durur. İşte aşk böyledir. Herkese karşı mükemmel bir kalkan olur, Aşk dışında kimse incitemez ama Aşk herkesin toplamından daha çok incitebilir.

Aşk hakkında çok fazla düşünüyorum ne olduğunu ya da ne olmadığını. Pek çoğunu unutuyorum işte böyle nadiren aklıma geldiğinde yazabiliyorum ve o da zaten karmakarışık oluyor. Aşk dengesizliğin en belirgin hali belkide. Duygularda sınır yok bir kere, gidebileceğin en uç noktada her şeyi yaşatıyor insana.

Evde dolanırken aklıma geldi gülüşü, ne kadar özlediğimi fark ettim. Mantığımla düşünebilmeye başladığımda dolabın önünde oturuyordum, valizimden çıkardığım hırkasında ufakta olsa kokusundan bir iz bulabilmek için.

2 Eylül 2013 Pazartesi

Gız gel buraya


Ancak diğer yarını bulduğunda tamamlanmış hissedersin ve bilirsin ki istediğin ve isteyebileceğin her şey O'dur...

Otobüsten indiğinde bana sarılmasını hiç beklemiyordum zira diğer insanların görebilecekleri yerlerde daha dikkatliydi. Sarıldı, kokusunu ne kadar özlediğimi fark ettim hiç bırakmasın istedim o an. Zaman dursaydı ve o anda biraz daha kalabilseydim. Sonra bıraktı eve yürüdük biraz. Yürüyüşüne hala tam alışamamışım ve fazlaca heyecanlıyım çünkü bu eve kimse gelmedi daha önce. Öyle pek arkadaşlarımı getirdiğim söylenemez. Dahası ablam, yeğenlerim ve son anda piyasaya çıkan kuzenimde evdeler. Benim başladığım kahvaltı hazırlığını ablam bitirdi ve küçük masayı hazırladık bize. O kalabalıkta diğer masaya sığmak mümkün değildi zaten. Sonra dağıldı kalabalık baş başa kalabildik biraz. Gerçi ablam gitmeden önce O'nunla birlikte olan ilk fotoğraflarımızı çekti. Evde sadece annem kaldı böylece. 

Her an geçtiği zamandan daha güzel olabilir mi? Bizimki öyleydi bana göre. Her an izlemek istedim, her an dokunmak, sarılmak. İstediğimi pek çok zaman o anda yapabildim de. Bazen ön odada olduğumuz zamanlar daha dikkatliydik. Daha doğrusu O dikkatliydi ben maalesef o varken dünyayı unutabiliyorum. Yanında rahat olabilmek müthiş bir şey. Sonuçta eşim diyor ve ona göre davranıyorsun. O'nun da dediği gibi geçen 3 ayda tanıdığımızdan çok daha iyi tanıdık 2 haftada birbirimizi. Kalan bütün zamanlarımın da öyle geçmesini istemek boşuna değil yani. O'nunla uyumaya fazla alıştım, mutlu olmasını sağlamak ya da onun için uğraşmak çok güzel bir şey ya. Çünkü benim mutlu oluşumda O'na bağlı. O iyiyse ben iyiyim. 

Uyurken çok tatlı oluyor, uyandığında da. Kaşlarını çatıyor uyurken. Onu izlediğimi fark ettiğinde bakışları değişiyor, gülerken mesela dudaklarının kıvrılmasını seviyorum. Kahvesini şekersiz içiyor mesela. Çayı da sevmiyormuş zaten. Uyurken çorap giyemiyor. Elleri neredeyse her zaman soğuk. Kahvaltıda hafif şeyler yiyor. Düşünce şeklini seviyorum. Huzursuz olduğunda bakışlarına yansıttığı duyguyu da biliyorum. O'na dair öğrendiğim daha bir sürü şey var ya da fark ettiğim. Bunlar birlikte vakit geçirmeden öğrenilebilecek şeyler değil.

İnsanlar sevgililerinde olması ya da olmaması gereken pek çok şey söylerler. Bende yaparım bunu, çoğunu daha o an unutsam da yaptım. Bazı şeyler belirledim ama O hayatıma girerken bunlara bakmadım, o özellik O'nda var ya da yok diye kısıtlamadım. Zaten hatırlamadığımdan çokta üzerine düşmedim. Ama zamanla gördüm ki O ciddi anlamda isteyebileceğim her şeye sahip. O tamamen hayattan istediğim Eş.

Çoğu zaman da evden çıkarmadım O'nu, korkuttuğum gibi tarlaya da götürmedim. Birlikte geçti neredeyse bütün zamanlarımız. İstediğimizi yaptık istediğimiz zamanda. Film izledik gerçi ben çoğunda uyuyakaldım. Şuan hepsini tek tek yazamam yaptıklarımızın ama kısaca biraz evcilik oynadık yani. Şimdi gerçek olmasını o kadar istiyorum ki. Kendi evimizde olmayı. Bu gece nasıl uyuyacağımı bilmiyorum. Her gece alıştığım sıcaklığı olmadan, nefesini duyup kalbinin çarptığını hissetmeden. İyi geceler aşk dediği sesini duymadan nasıl uyuyacağımı bilmiyorum.

Dün gece mor bulutlar vardı gökyüzünde. Yazdığım hikayede bahsettiğim o nadiren görülen bulutlar, O'na veda etmek ister gibi gösterdiler kendilerini. Ama biliyorum bu bir veda değil. O'nu yine ve her zaman göreceğim. Birlikte evimiz olacak. Belki hemen çocuklarımız olmayacak ama bir köpeğimiz olacak. Her gece gözlerine bakarak uyuyacağım ve sabah O'nun tatlı yüzüne bakarak uyanacağım. Çattığı kaşlarını öperek düzeltecek ve kabus görüyorsa dağıtacağım onları. O'nu mutlu etmek için elimden gelen her şeyi yapacağım. Her zaman hedefleri olan biri değilim ama bu ulaşmayı gerçekten istediğim bir hedef ve sonsuza kadar devam edecek.